Bayrampaşa Belediye Meclisi “Avrupa Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı (CEMR)” imzalama yetkisini Belediye Başkanı Hasan Mutlu’ya oy çokluğuyla verdi.
Konu mecliste tartışıldı, gruplar adına yapılan konuşmalar sonrasında teklifi veren CHP Grubu yetkiye evet derken, karşı çıkan AK Parti ve MHP Grubu red verdi, yetki kararı oy çokluğuyla geçti.
31 mart Seçimleri sonrası ilk meclis toplantısında yeni bir komisyon olarak kurulan, “Kadın Erkek Fırsat Eşitliği” komisyonu kuruldu. (CHP oy oranının yüksek olduğu CHP Belediyelerinde komisyonun adı “Cinsiyet Eşitliği” diye geçer.)
Bu konu Bayrampaşa gündemine yeni düşmesine rağmen Türkiye gündemini 2009 yılından bu tarafa meşgul etmektedir. TBMM’de 6284 Sayılı kanun olarak bilinen “Kadın Erkek Fırsat Eşitliği” komisyonu oy birliği ile geçmişti. Bu komisyon toplumun kahir ekseriyetini rahatsız etti. AK Parti hükümeti yaptığı bu yanlıştan dönmek için ciddi çabalar sarf etti.
Bayrampaşa Belediyesini alan CHP ilk icraat olarak, Bayrampaşalıların şartlarına uygun olarak, “Cinsiyet Eşitliği” komisyonu yerine “Kadın Erkek Fırsat Eşitliği” komisyonu olarak kurdu.
Ocak 2025 Ayı Toplantısı 1. Oturumunda CHP Grubu, “Avrupa Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı (CEMR)” imzalama yetkisini belediye başkanına verilmesini teklif olarak gündeme ekledi. 2. Oturumda tartışılarak oy çokluğuyla belediye başkanına imzalama yetkisi verildi.
Mecliste gruplar adına konuşmalar yapıldı. AK Parti Grubu adına konuşan Grup başkanvekili Mehmet Ali Altınkılıç, aile yapısına vereceği zararı anlattı. CHP Grubu adına Grubu Sözcüsü Seda Türkoğlu Çam kadın erkek eşitliği üzerinde durdu. AK Parti Grup Sözcüsü İbrahim Akın cevaben Seda Türkoğlu Çam’a siz kadın olarak ben erkek olarak grup sözcülüğü yaptıklarını, zaten eşit olduklarını söyledi. Meclis Başkanı İbrahim Kahraman ise AK Parti Grubuna karşı “Sizin beyniniz ile bizim beynimiz farklı çalışıyor.” Diye absürt bir söz söyledi.
Kadın Erkek Eşitliği gibi gösterilen ama perdenin arkasında amaç başka olan çalışmalar LGBT’yi ve toplum ahlakını yok etmeye yöneliktir.
Oturum öncesi vebali büyük olacak demiştik. Meclisin bir kısmı bu vebali yüklendi.
Bir işi yapmak için önce kendi bünyende tecelli etmesi gerekir. Kadın Erkek Eşitliğini savunanlar kendi bünyelerinde tecelli ettirebilmişler mi? Mecliste 22 Meclis üyesinin kaç tanesi kadındır? TBMM Meclisinde iktidar ve ana muhalefet olarak oranlarsak AK Parti %19 CHP %12 Milletvekili kadın bulunduruyor.
Bu durum aslında kadına kısıtlama geldiği için değil arz ve talep meselesi.
CEMR: KÖHNEMİŞ BATI AHLAKINI, BATI KÜLTÜRÜNÜ İNCE İNCE DOKUYOR
“Avrupa Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı (CEMR)” metninde kadın ve erkek eşitliği üzerine ağırlık verirken aralara sıkıştırılmış cinsiyet eşitliğini, işlediği gibi aile yapısını yok eden köhnemiş batı ahlakını, batı kültürünü ince ince dokuyor.
“Avrupa Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı (CEMR)” metni; Kadın Erkek eşitliği perdesinin arkasında aile ve toplum değerlerini, toplumsal milli ve manevi değerleri, cinsiyetsizliği, toplumu sapkın duygulara ve yöntemlere teşvik etmesini satır aralarında ince ince işliyor.
“Avrupa Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı (CEMR)” metninde:
“Avrupa Belediyeler ve Bölgeler Konseyi (CEMR)” kitapçığında “Kadın-erkek eşitliğinin sağlanabilmesi için, toplumsal cinsiyet eşitliğinin tesis edilmesine yönelik çabaların; cinsiyet, ırk, ten rengi, etnik ve sosyal köken, genetik özellikler, dil, din veya inanç, siyasi veya diğer görüşler, azınlık mensubu olma, mülkiyet, doğum, engellilik, yaş veya cinsel yönelim gibi diğer faktörlerle nasıl etkileştiğini kapsamlı, sistematik ve yapısal bir bakış açısıyla dikkate alması ve değerlendirmesi gerekmektedir.
Yerel nüfusun yaşamını etkileyen politikaların, yöntemlerin ve araçların geliştirilmesi aşamalarında, “toplumsal cinsiyet değerlendirmeleri” “toplumsal cinsiyet denetimleri” ”toplumsal cinsiyet eşitliğinin ana plan ve politikalara dâhil edilmesi” ve “toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme” gibi teknikler uygulanarak toplumsal cinsiyet bakış açısı dikkate alınmalıdır.” Bu ve benzeri tehlikeli ve gayri ahlaki maddeler vardır.
KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ KAVRAMI, KADIN İSTİSMARCILIĞIDIR
Öncelikle kadın ve erkek insan olarak yaratılmış, ama farklı fonksiyonlar, farklı görevler yüklenmiştir. Eşitlik kavramı yaratılış keyfiyetinde yeri olmayan bir kavramdır. Aslına baktığınız zaman yönetimlere, sistemlere veya lokal etkenlere karşı çıkarken, bilerek veya bilmeyerek inananlar için yaratıcıya isyan edilmektedir. Batılılar bunu bilinçli yaparken Türkiye’de %98 Müslüman dediğimiz bir ülkede bilinçsizce yaratıcıya şirk koşuluyor.
Adalet kavramı üzerinde durursak, doğru yönetilemediği kavramı üstünde durursak evet doğrudur ama eşitlik kavramı yaratılışa ters bir durumdur.
Şunun altını çizmek gerekir ki, hangi konuda ve kim olursa ve kim yaparsa yapsın Kadını istismar etmekten bir vazgeçin.
Din üzerinden kadını istismar edenler.
Reklamcılık üzerinden kadın istismar edenler.
Sanat üzerinden kadın istismar edenler.
Eğlence üzerinden kadın istismar edenler.
Şimdide eşitlik üzerinden kadın istismar edilmeye başlandı.
Hakikatte kadın erkekle eşit demek kadın için en büyük zulümdür. Çünkü kadının fıtratıyla erkeğin fıtratı aynı değildir. “…Kadın erkekle eşittir.” demekle batı insan fıtratını tanıma konusundaki cehaletini ortaya koymuştur.
Ailenin ve sosyal yaşamın ahengi kadına ve erkeğe bahşedilen özelliklerle doğrudan ilişkilidir. Bu ahengin ve güzelliğin bozulmaması için, kadının “kadın” gibi, erkeğin de “erkek” gibi davranması, birbirlerini tamamlamaları açısından önemlidir.
İslam insanı varoluş bir düzlemde ele alır. Var oluşun mahiyetine insanı odaklayarak, ahlaklı bir toplum modeli oluşturmayı öngörür. İnanç sistemini “tevhit”, “ahlak” ve “adalet” temeli üzerine kurar.
İslamiyet öncesi Türklerde kadınların ev işleri ve çocuk bakımı gibi klasik rollerinin dışında savaşçı oldukları ve binicilikte usta oldukları bilinmektedir. Toplumun her katmanında yer alan ve erkeği ile birlikte karar alan Türk kavimlerinde kadın, aileden devlet geleneğine kadar her türlü karar ve işlerde söz sahibiydi. Anadolu Selçukluları döneminde Ahi teşkilatının kadınlar kolu sayılan Baciyan-i Rum teşkilatı, kadınların o dönemde toplumun sosyal, ekonomik, siyasi ve askeri hayatında ne derece etkin olduklarını bize göstermekteydi.
Batı toplumları köhnemiş ve kaybolan ahlak yapısını örtmek, toplum ve aile değerlerinin var olduğu, Türkiye gibi toplumları eşitlik perdesi altında, sanki kadın – erkek eşitsizliği varmışçasına, kadını da istismar ederek bir organizasyon yapıyor.
Bu organizasyonun sonucu aile yapılarını bozmayı, toplum değerlerini yok etmeyi, yaratıcının verdiği, kadın ile erkek arasındaki muazzam ahengi bozmak gibi bir amaçları olduğu unutulmamalıdır.
Türk toplumunda tarihten bu yana kadın ve erken en adil şekilde yerini almıştır. Türk kültürü İslam dininin kadına verdiği eşsiz değerle birleşince hiçbir toplumun, hiçbir medeniyetin ulaşamayacağı mükemmellik ortaya çıkmıştır.
Türk toplumunda kadının yeri o kadar büyüktür ki, batıdaki gibi “MAMA” değil “ANA” denir.
İstanbul
22.01.2025