BAYRAMPAŞA MECLİSİNDEN SREBRENITSA KATLİAMINA KINAMA

BAYRAMPAŞA MECLİSİNDEN SREBRENITSA KATLİAMINA KINAMA

Bayrampaşa Belediyesi temmuz ayı meclis toplantısında AK Parti, CHP ve İYİ Parti grupları adına yapılan konuşmalarla Srebrenitsa Katliamı Bayrampaşa Belediye Meclisi insanlık dışı katliamı kınadı.

AK PARTİ GRUBU ADINA AYNUR KOVAÇ BAYRAKTAR,

Bayrampaşa Belediye Meclisi AK Parti Grubu adına konuşan  Meclis Üyesi Aynur Kovaç Bayraktar, Bugün, tüm dünyanın unuttuğu, sadece Türkiye'nin gündemde tuttuğu Avrupa'nın kara lekesi "Srebrenitsa Katliamı" üzerine bir konuşma yapmak ve bu vesileyle katliamda yaşamını yitiren kardeşlerimizi anmak üzere söz aldığını belirterek başladığı konuşmasına, “Şairin dediği gibi, "Sözcükler tükenmiş, kalem kâğıda küsmüşken, şimdi nasıl anlatmalı insanın insana yaptığını... Yıl 1995, aylardan temmuz... En büyük insanlık dramlarından biri sözde "medeni Avrupa"da (!) yaşanıyor... Gökler ağlıyor, toprak zulüm ve kan kokuyor... 'İnsanlık ölüyor' ve insanlar hunharca öldürülüyor... Masum ruhlarla beraber feryatlar yükseliyor göklere... Dinmiyor anaların-bacıların acıları ve gözyaşları... Evet arkadaşlar, işte bunlar Srebrenitsa Katliamı'nın acı gerçekleri” dedi.

Aynur Kovaç Bayraktar konuşmasına şöyle devam etti. “Bazı konular vardır ki, cümle kurmaya utanır insan. Kalbiniz utanır, zihniniz utanır, diliniz utanır; yazmaya varmaz parmaklarınız kaleminiz utanır. İşte Srebrenitsa yazmaya ve söylemeye utandığımız, yüreğimizi derinden kanatan o konulardan biridir. Ancak biz utandık, bu katliamı yapanlar hiç utanmadılar...

Tüm dünyanın gözleri önünde, bundan tam 28 yıl önce bu günlerde, Avrupa'da tarihin en kanlı zulümlerinden biri yapıldı ve masum insanlar Sırplar tarafından sistemli bir şekilde katledildi.

Srebrenitsa'da, Bratunaç'ta, Karakay'da, Potoçari'de, Miniçi'de ve Tuzla Yolu'nda sadece birkaç gün içinde yaklaşık 10 bine yakın silahsız masum insan, hatta kadınlar, çocuklar, kundaklarındaki bebekler insanlık dışı yöntemlerle adeta etnik temizliğe tabi tutuldu. Üstelik tüm bunlar Birleşmiş Milletler'in sözde güvenli ilan ettiği bir bölgede gerçekleşti.

Aradan geçen 28 yıla rağmen bugün bile hala akıbetleri bilinmeyen, mezarları meçhul, bir mezar taşı dahi olmayan binlerce kayıp olması, katliamın ne denli büyük olduğunu ortaya koymaktadır.

Srebrenitsa Katliamı'nın kurbanları; vatanları, namusları, şerefleri, onurları ve insanlık için canlarını vererek toplu katliama maruz kaldılar.

Srebrenitsa'da hunharca katledilenleri, toplu mezarlara gömülenleri ve bir mezar taşı dahi olmayan Srebrenitsa şehitlerini dua, saygı ve minnetle yâd ediyor; katliamda hayatını kaybedenlere Yüce Allah'tan rahmet diliyorum. Temennim odur ki; Rabbim, hiçbir zaman âlemi İslam'a, dindaşlarımıza, soydaşlarımıza ve Balkan coğrafyasındaki kardeşlerimize böyle büyük acılar yaşatmasın.

Değerli arkadaşlar, bilim ve bilişim çağı diyoruz ancak ilim, bilim ve teknoloji ne denli gelişirse gelişin dünyamızda çatışma, savaş ve zulüm hiç eksilmiyor... İşte görüyorsunuz Filistin, Doğu Türkistan, Çeçenistan, Arakan, Afganistan, Irak, Suriye, Mısır, Yemen ve daha birçok yerde Müslümanlar zulüm altında acı çekiyor. İnsanlığı, inancı, vicdanı ve merhameti geliştirmedikçe ve Allah korkusunu kalplere yerleştirmedikçe korkarım, bu zulümler ve kanlı savaşlar kıyamete kadar sürecek.

Türkiye olarak, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan'ın önderliğinde, dünyanın neresinde olursa olsun zulüm ve katliamları durdurmaya, acıları dindirmeye, umutsuzların umudu olmaya devam edeceğiz... İşte bu nedenle kendi aramızda sen-ben demeden birleşeceğiz ve güçleneceğiz arkadaşlar. Eğer biz bir olmazsak düşmanlarımız bizi bir bir yok etme yoluna giderler...”

CHP GRUBU ADINA HAKKI KOŞUT

Bayrampaşa Belediye Meclisi CHP Grubu adına konuşan Meclis Üyesi Hakkı Koşut konuşmasında, “Bugün, Birleşmiş Milletler üyesi bağımsız bir ülke olan Bosna-Hersek'in komşuları Sırbistan ve Karadağ tarafından yok edilmek üzere saldırıya uğradığı savaş sırasında, Birleşmiş Milletler'in koruması altındaki bir bölgede, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da işlenen en büyük insanlık suçunun yani Srebrenica'daki Boşnak Soykırımı'nın 28. yıldönümüdür.

Srebrenica'daki Boşnak Soykırımı, 1992-1995 yılları arasında, Bosna-Hersek'in dış saldırı ve işgale uğradığı savaş sırasında, tüm Bosna sathinda, Boşnaklar üzerinde işlenen savaş suçları ve soykırımlarının dehşetini adeta sembolleştiren, Birleşmiş Milletler, Avrupa ve İnsanlık Tarihi'nin en karanlık olaylarından biridir.

Boşnaklar üzerinde işlenen bu savaş suçu, Birleşmiş Milletler tarafından "Güvenli Bölge" ilan edilen ve o dönem Hollanda askerleri tarafından sözde korunan Srebrenica'da, Birleşmiş Milletler'in ve Uluslararası toplumun gözetiminde işlenmiştir.

Srebrenica'daki bu soykırım suçunun işlenmesi sırasında, 11-22 Temmuz 1995 günleri arasında, daha önce Birleşmiş Milletler tarafından silahsızlaştırılmış, Sırplar tarafından esir alınmış, ya da Birleşmiş Milletlerin Hollanda askerleri tarafından Sırplara teslim

edilmiş, yaşları 1 gün ile 94 yaş arasında değişen en az 8372 Boşnak, planlı ve kitlesel olarak katledilerek, öldürülmüşlerdir.

Bu savaş ve soykırım suçu, General Ratko Mladić komutasındaki "Bosna Sırp Cumhuriyeti" Ordusu ve Sırbistan İç İşleri Bakanlığı'na bağlı "Akrepler" isimli paramiliter Sırp četnik çeteleri ile, bir kaç yüz Rus ve Yunan gönüllü savaşçısı tarafından işlenmiştir. Bölgeyi "Güvenli Bölge" ilan edip onu korumayan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi ülkeler, Bosna'da görev yapan Birleşmiş Milletler'in sivil ve askeri yetkilileri ve uluslararası toplum bu soykırımın suç ortaklarıdırlar.

Bosna'da işlenen bu Boşnak soykırımlarının temel amacı, Bosna-Hersek'i bağımsız bir devlet olarak var eden; toprak bütünlüğünü, tarihini, kültürünü ve devletin gerçek sahibi Boşnak halkını, özellikle de erkeklerini soykırımla yok ederek, Bosna-Hersek' in bağımsızlığını yok etmek, devamında Bosna'yı ve Bosnalı Sırpları Sırbistan ile tek bir devlet içinde- Büyük Sırbistan içinde birleştirmekti.

Sırplar bu hedefe tam anlamı ile ulaşamasa da, Bosna Hersek Cumhuriyeti'ni savaş, savaş suçları, soykırım ve Uluslararası Toplum'un dayattığı adaletsiz Dayton Barış Anlaşması ile fiilen bölmüş ve adeta yayılmacı politikalarının ödülünü almışlardır.

Savaşın ve Soykırım'ın üzerinden 22 yıl geçti, ancak geçen sürede ne suçlular cezalandırılabildi, ne de acılar dindirilebildi. Lahey'deki Eski Yugoslavya Savaş Suçları Mahkemesi ve Uluslarası Adalet Divanı, Srebrenica olayının Soykırım olduğunu hükme bağlamış olsalar da, yaptırım içermediklerinden ve asıl failler Sırbistan ve Karadağ'ı soykırım suçu ile mahkum etmediklerinden ötürü yetersiz kararlardır.

Yine ABD Temsilciler Meclisi, Avrupa Parlamentosu, BM Bosna Yüksek Komiseri ve bir çok ülke parlamentosu tarafından, Srebrenica olayının Boşnaklar üzerinde uygulanmış planlı bir soykırım olduğuna dair alınan kararlar doğru kararlar olmakla beraber, yaptırım içermediklerinden ötürü etkisiz kararlardır.

Aynı şekilde, Bosna Hersek'in, Lahey Adalet Divanı'nda Sırbistan ve Karadağ'a karşı açmış olduğu soykırım suçu davası ile ilgili yapılan temyiz başvurusunun "yetkisiz" kişi başvurusu gerekçesi ile red edilmesi ve zaman aşımı nedeni ile davanın ortadan kaldırılması, savaş suçları ve soykırımla ilgili adalet arayışlarına ağır bir darbe indirmiştir.

Srebrenicali anaların Hollanda'da, Hollanda Hükümeti'ne karşı açmış oldukları, Srebrenica'daki soykırımda Hollanda askerlerinin ve dolayısı ile Hollanda Hükümeti'nin sorumluluğunun tespiti ve buna bağlı olarak ceza ve tazminata mahkum edilmesi ile ilgili dava, Hollanda Temyiz Mahkemesi'nde 27 Haziran 2017 günü karara bağlanmış, Mahkeme, Srebrenica'yı korumakla görevli Hollanda Birliği'nin, dolayısı ile Hollanda Hükümeti'nin yalnız 350 Boşnak'ın katlinden ve bunlarla ilgili % 30 tazminattan sorumlu tutulmasına karar vermiştir. Bu karar da Bosna'da işlenen savaş suçları ile ilgili daha once benzer davalarda alınan kararlar gibi adaletsiz bir karar olup, vicdanları bir kez daha kanatmıştır.

Sırp savaş suçluları, sembolik birkaç istisna dışında henüz cezalandırılmamıştır, Savaş suçlusu olan Sırbistan ve Karadağ devletleri ile bu suçları bireysel olarak işleyen caniler, adalet önünde mahkum oluncaya kadar dünyanın vicdan sahibi tüm insanları bıkmadan, usanmadan mücadelelerini sürdürmelidirler.

Savaş suçları, soykırım, Sırp yayılmacı politikaları ve savaşla kazanılanların üzerine Bosna- Hersek'e dayatılan Dayton Barış Anlaşması ve bunu takip eden Rambuye ve Lizbon gibi siyasi anlaşmalar, Bosna-Hersek'in anayasal bütünlüğünü, bağımsızlığını yok etmiş, devleti işlemez hale getirmiş, güce ve adaletsizliğe dayanan miyadını doldurmuş anlaşmalardır. Bu adaletsiz anlaşmanın, Bosna-Hersek'in; anayasal bütünlüğünü temin edecek şekilde yenilenmesi, çağdaş, işleyebilir bir anayasaya kavuşturulması ve yeniden düzenlenmesi için, ülkemizin öncülüğünde uluslararası toplum destek vermelidir.

Uluslararası Toplum'un Srebrenica'daki soykırımı engelleme konusundaki başarısızlığını da göz önünde bulundurarak, benzer bir olayın Bosna Hersek, ya da bölgedeki herhangi başka bir yerde tekrarına bir daha asla izin vermemek için, Bosna Hersek'in bir an önce Avrupa Birliği ve NATO'ya dahil edilmesi hayati önemdedir ve ülkemiz başta olmak üzere tüm uluslarası toplum bu konunun takipçisi ve destekçisi olmalıdır.

Bölgede güven ve barışın yeniden tesisi için, soykırımdan sorumlu olan Sırbistan'ın ve Sırp Halkı'nın, soykırım suçu dahil tüm savaş suçlarının, kendi halkı adına işlendiğini kabul etmesi ve sonuçları ile yüzleşmesi, kalıcı barışın ön koşuludur. Bunun gerçekleşmesi halinde; bağımsız, demokratik, adil, gelişmiş bir Avrupa ülkesi olarak Bosna Hersek'i yeniden inşa etmek mümkün olacaktır.

Soykırımla yerlerinden edilen Boşnakların ata topraklarına dönüşünü teminat altına alan Dayton Barış Anlaşması'nın ilgili maddeleri tavizsiz uygulanmalı, Bosna Hersek Devleti ile işbirliği içinde, soykırımın en büyük failleri olan Sırbistan, Karadağ, Hollanda ve BM'nin katkıları, ABD, AB ve ülkemizin de teşvik ve destekleri ile uluslararası bir fon oluşturulmalı ve bu fon yalnız kendi yurtlarına geri dönmek isteyen Soykırımm mağdurlarının ihtiyaçları için kullanılmalıdır.

Şiddet yerine sabrı, nefret yerine sevgiyi, haksızlık yerine adaleti, çocukları öldürmek yerine onların eğitimini, savaş yerine barışı, ölüm yerine yaşamı, kötülük yerine iyiliği seçen Bosna'daki kardeşlerimiz gibi, bizlerin de, soykırımı inkar ederek acılarımızı, yaralarımızı kanatan herkese mesajımız şudur: Srebrenica'daki Boşnak Soykırımı'na dair gerçek, artık unutulmayacak, unutturulmayacak ve yalanlarla yok edilemeyecek bir güce erişmiştir. Bu gerçeğin yaşatılması vicdan sahibi tüm insanlığın sorumluluğundadır. Ancak, Bosna-Hersek'teki Boşnak kardeşlerimiz ve Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan biz Boşnak kökenli yurttaşların, hem tarihe, hem de gelecek kuşaklara karşı sorumlulukları farklıdır. Bu insanlık suçunu unutmayacağız, unutturmayacağız, çocuklarımıza ve gelecek kuşaklara anlatmaya devam edeceğiz...

Srebrenica Asla Unutulmasın, Bir daha hiç bir yerde, hiç kimseye tekrarlanmasın. Dünya'da barış hep egemen olsun” dedi.

İYİ PARTİ GRUBU ADINA TUFAN BABAR

Bayrampaşa Belediye Meclisi İYİ Parti grup başkanvekili Tufan Babar, yaptığı konuşmada Haziran ayı içinde gerçekleşen önemli günleri saydı. Önemli günler içinde 15 temmuz ve  Srebrenica katliamına özel bir başlık açarak önemine vurgu yaptı. Srebrenica Katliamının bir insanlık suçu olduğunun altını çizdi.