Bayrampaşa Belediye Meclisi Kasım toplantısı 1. Oturumda komisyonlardan gelen teklifler meclis tarafından onaylandı.
7. Seçim dönemi 4. Toplantı yılı Kasım ayı toplantısı 1. Birleşim, 2. Oturumu Meclis Başkan Vekili Ali Hacınoğmanoğlu başkanlığında, Ali Osman Çalışkan ve Ceyhun Çalışkan kâtip üyeliğinde yapıldı.
Oturum önerge, gündem dışı konuşmalarla başladı. Komisyondan gelen raporlar onaylandı.
Hukuk Komisyonu 116, 117, Tarife Komisyonu 48, 49, Hukuk ve Dış ilişkiler Komisyonu 02 nolu raporları oy birliği ile Hukuk Komisyonu 17 Nolu raporu CHP grubunun “Emsal Transfer” bölümüne itirazlarından dolayı oy çokluğuyla kabul edildi.
Geçtiğimiz günlerde başkanlık makamının cevaplaması için CHP grubu adına verilen belediyenin alım yaptığı bir firmanın yerinde olmadığına dair soru önergesi cevap gelmediği için yeniden verildi. CHP meclis Üyesi Fatoş Serin ilgili firmanın gösterdiği adreste İslam sanatları merkezi olduğunu bunun cevaplanması gerektiğini belirterek tekrar başkanlık makamının cevaplandırması için önerge verdi.
Gündem dışı konuşmalarda 10 Kasım Atatürk’ü anma, Öğretmenler günü, harf devrimi, Kadına Şiddet, Türkiye Yüzyılı, konularında görüş belirtildi.
İLKNUR KOVAÇ BAYRAKTAR’IN KKONUŞMASI
AK Parti Meclis Üyesi İlknur Kovaç Bayraktar, Yaptığı konuşmada Kadına şiddet ve AK parti İktidarının yaptığı icraatları anlattı.
İlknur Kovaç Bayraktar’ın konuşması;
Dünya'da en yaygın insan hakları ihlallerinden olan kadına şiddet, ülkemizde de birçok gelişmeye rağmen halen devam etmektedir. Kadının ailedeki rolü düşünüldüğünde, kadına şiddet maalesef toplumlarda yıkıcı etkilere sebep olmaktadır.
Bu sebeple önce ailelerimizi ve çocuklarımızı daha sonra da toplumumuzun huzurunu korumak için, kadına karşı şiddetle her bir birey olarak mücadele etmeyi bir görev olarak görmemiz gerekmektedir. Bizler kadına karşı şiddeti, demokrasinin ve kalkınmanın karşısında bir bariyer olarak gören bir siyasi geleneğin temsilcileriyiz.
Zira şiddete maruz kalan kadınlarımızın hayatta inisiyatif geliştirme refleksleri zayiflarken; topluma katkı verme hususunda da özgüvenleri zaafa uğramaktadır.
Bu sebeple kadına karşı şiddeti, sonuçlarıyla birlikte ele alarak kapsamlı bir mücadele seti oluşturmak bizim için büyük önem arz etmektedir.
Temelde kadına yönelik şiddet, cinsiyet eşitsizliğinin bir neticesidir. Bunun önüne geçebilmek için, hiç kuşkusuz insan haklarının korunmasında tavizsiz bir tutum ve güçlü bir yasalar silsilesi kritik önem teşkil etmektedir. Bu düşünce ve anlayışa paralel olarak, ülkemizde psikolojik, fiziksel ve ekonomik olarak şiddete maruz kalan kadınlarımızı koruyacak yasaların çıkartılmasını sağladık.
2004 yılında Anayasa'da bulunan kadın erkek eşitliğine ilişkin maddeye, "Devlet bu eşitliğin sağlanmasını hayata geçirmekle yükümlüdür” ifadesi AK Parti iktidarı döneminde eklenmiştir.
Bugün gelinen noktada kamuda akademide ve özel sektörde, kadın çalışan oranı her geçen gün artmaktadır
Kadının toplum içerisindeki rolü güçlendikçe, aile içi şiddetle mücadelede bilinç ve farkındalık da artmaktadır.
Kadına karşı şiddetle mücadele kapsamında birçok yasa düzenlenmiş olup; töre ve namus cinayetlerinde iyi hal indirimi uygulamasının kaldırılması
bunların başında gelmektedir. 6284 sayılı kanunun etkin uygulanabilmesi için, kurumların sorumlulukların altını çizen genelgeler yayımlanmıştır.
Yine mücadele kapsamında, şiddete maruz kalan kadınlarımız için 2012 yılında hayata geçirilen ŞÖNİM projesi bugün 81 ilimizde mağdur kadın ve çocuklarımıza destek vermektedir. Sn.Cumhurbaşkanımız öncülüğünde gerek yasalar, gerekse de Devlet kurumları kadına karşı şiddetle mücadele kapsamında etkin bir mücadele sürdürmektedir.
Sn.Cumhurbaşkanımız'ın kadını, kimliği fark etmeksizin hayatın her alanında görmek isteyen tutumu, biz kadınlara her zaman cesaret vermiştir. Bu kararlı iradenin, toplumumuzda da yüksek bir farkındalık seviyesine ulaşması için, Devlet kurumlarımız tarafından halkımıza eğitimler verilmektedir.
Bu doğrultuda İçişleri Bakanlığı tarafından "2022 yılında en az 5 milyon erkeğe kadına yönelik şiddetle mücadele alanında temel bilgilendirme ve farkındalık oluşturma" eğitimi verileceği duyuruldu ve her il için eğitim sayısı belirlendi.
Bugün itibariyle 5 milyon erkeğe eğitim verilmiştir. Ek olarak 1.5 milyondan fazla broşür dağıtılmış; 100 binden fazla pankart/afiş asılmıştır.
"Bizler cennet anaların ayağının altındadır" diyen bir medeniyetin çocukları olarak, kadına karşı şiddetle mücadeleyi partiler üstü bir mesele olarak görüyoruz.
Kadın, erkek her görüşten her bir bireyin ortak sorunu hatta insanlığın sorunu olarak görüyoruz.
Bu sebeple kadına karşı şiddetin sınıfsal, kültürel ve geleneksel kaygılarla üzerinin örtülmesine sonuna kadar karşıyız.
Bu bağlamda tüm siyasi parti üyelerini ortak bir bilince davet ediyoruz.
Bu ortak bilinç tesis olunduğu takdirde, kadına karşı şiddetle mücadelemizin çok daha etkili olacağına yürekten inanıyoruz.
CHP MECLİS ÜYESİ FATOŞ SERİN
CHP Meclis Üyesi Fatoş Serin gündem dışı kişisel görüşlerini anlatmak için yaptığı konuşmada, 10 Kasım Atatürk’ü anma gününe, geçtiğimiz günler de bir AK Parti yöneticisinin Türkçe harflerle ilgili söylediği beyan üzerinde durdu, Öğretmenler gününü ve kadına şiddet üzerine konuştu.
Fatoş Serin’in konuşması;
10 Kasım günü Ata’mızın naçiz bedeni toprak olmuştur. Ama O’nu bu gün dahi yaşatan özlem ve minnet duygularımızı kabartan kuşkusuz ki eserleridir. En büyük eserinin de Cumhuriyet olduğu şüphesizdir, Akabinde yaptığı devrimler ülkemizi muassır medeniyetler seviyesine yükseltmiştir. Bu devrimlerin en önemlisi ise 1 Kasım 1928 tarihinde kabul edilen “Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Kanunu’dur
Harf devriminin anlamını bilmeyen iktidar sahibi bir zat çıkıp Cumhuriyet bizim lügatimizi , alfabemizi düşünme setlerimizi yok etti dedi. Kendi adına düşünme setinin yok olduğu bellidir. Zira İşgal ettiği makam bile Cumhuriyet sisteminin bir parçasıdır. Kendisine bu vesile ile hatırlatmak isteriz ki Saltanat 1 Kasım 1922’de kaldırılmıştır.
Bu gün ebediyete uğurladığımız Ata’mız bu günleri ön görerek ne demişti gençliğe hitabesinin bir bölümünde
………… Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır.
2013 yılında bir idari işlemle kaldırılan ,sonrasında yargı kararı ile iade edilen ve fakat yine de uygulanmayan 7 yaşından beri ilke edindiğimiz andımızda ne demiştik biz.
Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk: açtığın yolda,
kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Başöğretmenimizin açtığı yoldan , öğretmenlerimizin öğrettiği ant ile ilerlerken ve bu öğretiyi geleceğe aktarmayı görev bilmişken emektar öğretmenlerimizin 24 Kasım öğretmenler gününü de kutlamak isterim. Sanatçı Ali Rıza Binboğa’nın da dediği gibi : bir harf için 40 yıl köle olunuyorsa 29 kere 40 yıl kölesiyiz öğretmenlerin.
Kasım ayının bir önemli diğer günü ise 25 Kasım Uluslararası Kadına karşı şiddetle Mücadele günüdür. Dünyada ve ülkemizde kadına karşı şiddet aile içinde ve kamusal alanda sürekli uygulanmaktadır. Şiddetin önlenmesi yasalar ve uluslararası sözleşmeler ile teminat ve taahhüt altına alınmıştır. Ancak uygulamadaki samimiyet devlet organlarının kararlı politikaları ile mümkündür. 2011 yılında kararlı olarak adım atan devletimiz bu kararlılığını sürdürememiş ve Kadının en büyük güvencesi olan İstanbul sözleşmesinden usulsüz olarak imzasını çekmiştir. Şu açık ve net olarak bilinmelidir ki Kadına karşı şiddet sadece kadının değil toplumun sorunudur. Bir insan hakkı ihlalidir.
TOLGA GÜNEŞ’İN KONUŞMASI
Ak PARTİ Grubu adına konuşan Tolga Güneş 10 Kasım Atatürk’ü anma gününe, Öğretmenler gününe vurgu yaptı.
Tolga Güneş’in Konuşması;
Kasım ayı deyince ilk aklımıza gelen hiç şüphesiz, Türkiye Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıldönümüdür. 10 Kasım 1938'de ebedi istirahatgahına uğurladığımız Atatürk'ü rahmet ve minnetle anıyorum.
Yine bu ay içinde kutlayacağımız 24 Kasım Öğretmenler günü dolayısıyla da tüm öğretmenlerimizi muhabbetle selamlıyorum.
Içinde bulunduğumuz bu çatı altında, oturduğumuz bu koltuklarda milletimizin bize verdiği emanetin gereğini ifa etmek üzere bir arada bulunmaktayız. Her birimiz mensubu olduğumuz siyasi partilerin temsilcileri olarak seçimlere girdik. Ancak seçildikten sonra ayırt etmeksizin ilçemizde yaşayan tüm hemşerilerimizin sorunları hepimizin boynunun borcu oldu. Bu koltuklarda aldığımız her kararın ilçemizde yaşayanların faydasına olması hepimizin birinci önceliğidir. İlçemize yapılan her hangi bir hizmetten memnun olmayacak biri var mı içinizde? Tabi ki yoktur. İnanıyorum ki her birimiz, yaşadığımız ve yönettiğimiz bu şehirlere bir çivi bile çakılmasından mutlu oluruz. Siyasi görüşlerimiz farklı, ama havasını soluduğumuz ve toprağına bastığımız bu şehirler hepimizin. Bugün bizlere ev sahipliği yapan bu şehirler, aynı zamanda çocuklarımızın da ortak geleceğidir. Çocuklarımızın geleceğine doğru yatırımlar yapmak ya da yapılan doğru yatırımları desteklemek hem yurttaş olarak hem de insan olarak en asli görevimizdir.
ilçelerimizde olduğu gibi ülkemizde de yaşanan gelişmelere aynı duyarlılıkla yaklaşmak durumundayız. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde Türkiye Cumhuriyetimizin 99. kuruluş yıldönümünü hep birlikte millet olarak coşku ve gururla kutladık. Bir milletin küllerinden yeniden doğuşunun tüm dünyaya ilan edilişinin haklı gururuydu bu. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bir taraftan, genç Cumhuriyetin yaralarını sarmak ve iyileştirmek için uğraşırken, diğer yandan da Cumhuriyetimize bir vizyon çizmişti. Ülkemizin muasir medeniyetler seviyesine çıkması ile ilgili ortaya koyduğu vizyonun meyveleri sayılabilecek gelişmeler de Ekim ayı içinde yaşandı.
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde milletimizin yarım asırlık bir hayali gerçekleşti. Yarım kalmış, daha doğrusu yarım bırakılmış yerli otomobil hayalimiz gerçek oldu. 29 Ekim'de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından 1,2 milyon metrekare büyüklüğe sahip TOGG otomobil fabrikasının açılışı yapıldı. Dünyayla rekabet edebilecek en yeni teknolojilerle donatılmış akıllı cihazların ilki yine Cumhurbaşkanımız tarafından banttan indirildi. Milletimizin kahir ekseriyetinin gurur gözyaşları içinde şahitlik ettiği bu açılış, aslında Cumhuriyetimizin 2. yüzyılında çıkacağı yolculuğun da adeta işaret işığı niteliğindeydi. Dünyaya karşı verilmiş önemli bir mesajdı. 29 Ekim 1923'te doğan Cumhuriyet'in artık büyüdüğünün, serpildiğinin ve dünyanın gelişmiş ülkeleri arasında bir oyuncu olduğunun mesajiydi. bunların başında gelmektedir. 6284 sayılı kanunun etkin uygulanabilmesi için, kurumların sorumlulukların altını çizen genelgeler yayımlanmıştır.
Yine mücadele kapsamında, şiddete maruz kalan kadınlarımız için 2012 yılında hayata geçirilen ŞÖNİM projesi bugün 81 ilimizde mağdur kadın ve çocuklarımıza destek vermektedir. Sn.Cumhurbaşkanımız öncülüğünde gerek yasalar, gerekse de Devlet kurumları kadına karşı şiddetle mücadele kapsamında etkin bir mücadele sürdürmektedir.
Sn.Cumhurbaşkanımız'ın kadını, kimliği fark etmeksizin hayatın her alanında görmek isteyen tutumu, biz kadınlara her zaman cesaret vermiştir. Bu kararlı iradenin, toplumumuzda da yüksek bir farkındalık seviyesine ulaşması için, Devlet kurumlarımız tarafından halkımıza eğitimler verilmektedir.
Bu doğrultuda İçişleri Bakanlığı tarafından "2022 yılında en az 5 milyon erkeğe kadına yönelik şiddetle mücadele alanında temel bilgilendirme ve farkındalık oluşturma" eğitimi verileceği duyuruldu ve her il için eğitim sayısı belirlendi.
Bugün itibariyle 5 milyon erkeğe eğitim verilmiştir. Ek olarak 1.5 milyondan fazla broşür dağıtılmış; 100 binden fazla pankart/afiş asılmıştır.
"Bizler cennet anaların ayağının altındadır" diyen bir medeniyetin çocukları olarak, kadına karşı şiddetle mücadeleyi partiler üstü bir mesele olarak görüyoruz.
Kadın, erkek her görüşten her bir bireyin ortak sorunu hatta insanlığın sorunu olarak görüyoruz.
Bu sebeple kadına karşı şiddetin sınıfsal, kültürel ve geleneksel kaygılarla üzerinin örtülmesine sonuna kadar karşıyız.
Bu bağlamda tüm siyasi parti üyelerini ortak bir bilince davet ediyoruz.
Bu ortak bilinç tesis olunduğu takdirde, kadına karşı şiddetle mücadelemizin çok daha etkili olacağına yürekten inanıyoruz.
CHP GRUBU ADINA NESİN ÖZMEN
CHP Grubu adına konuşan Nesrin Özmen 10 kasım Atatürk’ü anma günü dolayısıyla konuştu.
Konuşmasının bir bölümü şöyle;
Kurtuluş Savaşı’nın önderi, Cumhuriyetin kurucusu, çağdaş Türkiye’nin mimarı, özgürlük ve bağımsızlığımızın simgesi, asil Türk Milletinin yüce Atası, ordumuzun ebedi baş komutanı, büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılarak sonsuza dek kalplerimizde yaşayacak olmasının 84. Yılı.
Ulu Önder Atatürk, 20. Yüzyıl başında tarihin sayfalarından silinmeye mahkûm edilmek istenen ülkemizi ve milletimizi askeri ve siyasi dehasıyla acımasız bir istilanın pençesinden kurtarmıştır. Osmanlı Devleti’nin son yıllarından Kurtuluş Savaşı’nın zaferine kadar yüksek komutanlık becerisi ve halkından aldığı birlik ve beraberlik gücüyle tarihe geçen birçok cephede önderlik etmiştir.
Sahip olduğu yaratıcı ve özgün düşünme kabiliyeti, kitleleri peşinden sürükleyen liderlik vasıfları ile istiklal ve istikbal mücadelemizi başarıya ulaştıran geçmişimizden aldığımız güçle geleceğe umutla bakmamızı sağlayan, maddi ve manevi tüm benliğiyle bir devlet adamı ve komutandır.
Büyük önderimiz yaşamını Türk Milleti’nin bağımsızlığına ve gelişimine adamış; yüzyıllar boyunca cesaret edilemeyen dönüşümler gerçekleştirerek ekonomik, siyasi ve sosyal alanda devrimler yaparak tarihe damgasını vurmuş fikir adamıdır. Mustafa Kemal bir aydınlanmacı, bir bilim insanı, bilgi ve sanatı takdir eden bir devrimcidir.
Atatürk’ü anlamak onun ilke ve inkılaplarını çok iyi bilmek ve uygulamak demektir. Kurulan Cumhuriyetin manasını çok iyi bilmeliyiz ki, Cumhuriyete daha çok sahip çıkalım ve koruyalım. Atatürk halkını ülke yönetiminin tek sahibi yapması, ülkenin öz kaynaklarını da milletin hizmetine vermesi, onu diktatörlükten uzak, vatan ve millet sevdalısı bir lider olarak karşımıza çıkarmaktadır. Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi için Atatürk, hiçbir zaman şahsi menfaatini düşünmemiş sadece milletinin menfaatleri doğrultusunda hareket etmeyi yegâne yol olarak görerek ömrü boyunca milleti için çalışıp bunu bir görev saymıştır. O “millete efendilik yoktur, hizmet etmek vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur.” Sözüyle millete hizmet anlayışını ve yöneticilerde bulunması gereken özellikleri de vurgulamıştır. Ve Atatürk” milletimi şimdiye kadar söylediğim sözlerle ve hareketlerimle aldatmamış olmaktan gurur duyuyorum” diyerek de toplumun her kesimini kucaklayan bir halk adamıdır.
Yüce Atatürk’ün aydınlık fikirlerinin etkisi, yalnızca ülkemizle sınırlı kalmamış; zihinlerde meydana getirdiği aydınlanma ve yüreklerde yaktığı özgürlük ateşiyle, bağımsızlık mücadelesi veren tüm milletlere örnek teşkil etmiş ve ülke coğrafyalarının yeniden şekillenmesine yol açmıştır.
TUFAN BABAR’IN KONUŞMASI
İyi parti Grubu adına konuşan Grup Başkanvekili Tufan Babar, konuşmasında harf devrimi, kızılay, öğretmenler dünü ve 10 Kasım Atatürk’ü anma konularında konuştu.
Tufan Babar’ın konuşması;
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde, Türkçenin daha zengin bir milli dil olmasını ve bilim dili haline gelmesini sağlamak, okuma yazmayı kolaylaştırmak, modern bir eğitimin gerçekleşmesini sağlamak ve Arap harflerinin yerine Türk harflerinin kullanılmasını sağlamak amacıyla harf devrimi "Türk Harfleri" adıyla 1353 Sayılı Kanun ile 1 Kasım 1928'de kabul edilmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yeni Türk alfabesinin kabulü ile Türk milletinin çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkmasını sağlamış, çağdaş uygarlığa giden yolu Türk milletine açmış ve Türk kültürünü evrenselliğe götürecek adımların en büyüğünü atmıştır. Buradan bir kez daha belirtmek istiyoruz ki; Cumhuriyet ve de Türk harf devrimi gibi adımlar ne bizlerin lügatini, ne dilimizi nede düşünme setlerimizi yok etmiş, aksine düşünce dünyamıza, bilime ve eğitimimize katkı sağlamıştır. Türk Harf devriminin 94. Yıldönümü kutlu olsun.
1868 yılında, yaralı askerlere yardım amacıyla Hilâl-i Ahmer ismiyle kurulan ve Cumhuriyet döneminde adı Türk Kızılay Derneği olarak değiştirilen Türk Kızılayı, kurulduğu günden bu yana savaşta, barışta ve doğal afetlerde milletimizin yanında olduğu gibi, hiçbir din, dil ve ırk ayrımı gözetmeksizin tüm dünyada yardıma muhtaçlara da elini uzatmaktadır.Türk Kızılayı bu insani yardımlarını sadece doğal afet dönemlerinde afetzedelere değil, aynı zamanda açlık felaketinin baş gösterdiği, iç savaşların sürdüğü, kuşatma altında yer alan, zulme uğrayan halklara da yapmakta, onların günlük gıda, giyecek ve barınma ihtiyaçlarını karşılamaktadır.
Aziz Milletimizin sevgi, hoşgörü, şefkat, merhamet ve dayanışma kültürünün anlamlı bir tezahürü olan Türk Kızılay’ı, üstlendiği görevi kurulduğu günden bu yana başarıyla yerine getirmekte ve yaptığı güzel hizmetleriyle halkımızın olduğu kadar dünya mazlum ve muhtaçlarının da gönlünde taht kurmaktadır.
Bu duygularla, dünya barışına katkı sağlayan, insanlık adına hizmetlerini sürdüren ve hiçbir fedakârlıktan kaçınmayarak bu ulvi görevi sürdüren Kızılay’ımızın değerli yönetici ve çalışanları ile Bayrampaşalı hayırsever vatandaşlarımızın ‘Kızılay Haftası’nı kutluyor, sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
Halk arasında kan kanseri adı ile de bilinen LÖSEMİ, kemik iliğinde bulunan bir kanser hücresinin zaman içinde yavaş yavaş tüm vücuda yayılmasından ortaya çıkan bir hastalıktır.
Her yaşta görülebilen bir hastalık olmasının ötesinde genellikle çocukluk döneminde daha sık rastlanılan böylesine zor bir hastalığa erken yaşlarda yakalanan çocuklar tedavileri için hastanelerde çok vakit geçirmek zorunda olduklarından arkadaşlarından, okullarından, sosyal çevrelerinden ayrı kalmaktadırlar. Bu durum onları psikolojik açıdan yaralamaktadır.
İşte onların bu hastalığını ülkemizde yaşayan insanlara anlatmak bu hastalık konusunda onları bilgilendirmek amacı ile her sene 2 ile 8 Kasım tarih aralığı LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR HAFTASI olarak belirlenmiştir. Lösemili olsun ya da olmasın çocuklar tüm ülkenin çocuklarıdır. Bu nedenle lösemili çocuklarımızın yaşamış olduğu bu zorlu tedavi sürecine dikkat çekmek ve farkındalık uyandırmak biz siyasilerin de başlıca görevleri arasındadır.
Bu duygularla; 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası'nın toplumumuzda farkındalık oluşturmasına vesile olmasını temenni ediyor, lösemi hastalığıyla mücadele eden tüm vatandaşlarımıza acil şifalar diliyoruz. Ülkemizde Lösemi hastalığı ve tedavi yöntemleri noktasında faaliyet gösteren LÖSEV ve LÖSANTE gibi sağlık kuruluşlarını bu anlamda destekliyor ve çalışmalarında başarılar diliyor, yavrulamıza şifa sağlamalarının devamını diliyoruz.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Milletleri kurtaracak olanlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir” diyerek medeniyet yarışında en önemli gücün öğretmenlerimiz olduğunu işaret etmiştir.
Ülkemizin kalkınması, gelişmesi ve daha müreffeh hale gelerek çağdaş ülkeler arasında hak ettiği yerini alması, ancak ve sadece öğretmenlerimizin fedakârca bilgi üretmesi ve çocuklarımıza, gençlerimize aktarmasıyla mümkün olabilecektir.
Yüce dinimizde de öğrenmek ve okumak ilk ve önemli bir emirdir. Hz. Ali (r.a)’nin “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” sözüyle, öğreticiliğin ve bilginin ne kadar kıymetli olduğunu bizlere işaret etmiştir. Bu yüzden öğretmenlerimiz çok kutsal bir görev üzerindedirler.
Ülkemizin her bir köşesinde büyük fedakârlıklar göstererek eğitim-öğretim faaliyetini sürdüren, çocuklarımızın yetişmesinde büyük rol oynayan, çocuklarımıza ve gençlerimize Vatan, Millet, Bayrak ve Cumhuriyet sevgisini aşılayan öğretmenlerimizi sadece öğretmenler gününde hatırlamak yeterli değildir. Onlara gerekli saygıyı, sevgiyi, önemi ve değeri vermek hepimizin ödevidir.
Bu duygu ve düşüncelerle; 10 Kasım günü ebediyete intikal edişinin 84.yıl dönümünde, aziz hatırasını minnet duygularımızla yâd edecek olduğumuz başta Cumhuriyetimizin banisi ve Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu kutsal görevi yerine getirirken şehit düşen ve hayatını kaybeden tüm öğretmenlerimizi saygı, minnet ve rahmetle bir kez daha anıyor; öğretmen olmasından ayrıca onur ve gurur duyduğumuz saygıdeğer Genel Başkanımız Sn. Meral Akşener hanımefendinin beraberinde, sevgi, emek ve özveri ile yeni nesillere yol gösteren tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutluyor.