ÖZEL HABER: MEHMET CEYLAN
Önceki zamanlarda sadece sigara, içki ve uyuşturucu bağımlılığı vardı. Bu bağımlılıklar da belli yaş üzerinde olurdu. Son zamanlarda gelişen teknoloji ve insanların kolay yaşam arzuları bağımlılığı beşiğe kadar düşürdü. Bebek yaşından itibaren bağımlı bir toplum olduk.
İnsan hayatı kolaylaştıkça bağımlılıkların sayısı da arttı. Sadece alkol, sigara ya da uyuşturucu bağımlılığı değil artık sayıları çoğalan bağımlılıklarla da mücadele etmek zorundayız. Teknoloji bağımlılığı beşikten ölüme birçok insanın hayatında tehlike arz ediyor. Kolay yaşamayı hedeflerken sayısız bağımlılığın pençesinde yaşam mücadelesi vermeye başladık.
Anne sevgisiyle yaşamın zorluklarını kucaklamaya çalışan bebeklere, anneleri kendi kolaylıkları için açtıkları sesli ve görsel teknoloji ürünleriyle avutmaya çalışıyorlar. Bebekler, bir süre sonra sesli ve görsel teknolojiye bağımlı bir bebek haline geliyor.
Hayatta söz dinlemeyen, yapacağı şeyi görerek öğrenen alışkanlık yapan çocuklar, anne ve babalarının elinde oyuncak olan teknoloji nimetleri aynı zamanda çocukların da bağımlılığa alıştığı nimetler haline geliyor.
Anneler, bir elinde teknolojinin nimetleri diğer elinde kahve ile sabah keyfini yaşıyor ama bağımlılık yaptığının farkına varmadan, asli işlerini unutuyor.
Babalar eve geldiği zaman teknolojinin esiri oluyor, çocuklarına örnek olarak bağımlılığı gösteriyor.
Beşikten başlayarak belli bir yaşa kadar teknolojinin ve görselliğin bağımlısı olan çocuklar gençliğe adım attıkları zaman çevrenin özendirdiği ve tuzağa tutulmalarıyla önce sigara, içki daha da kötüsü madde bağımlılığına kadar yürüyorlar.
Anne ve babaların çocuklarından kopuk yaşamaları, çocuklar aradıkları ilgiyi başka bağlarda bulmaya başlıyor. O bağların meyvesinin tadına göre gençler yön alıyor.
Bazen doğru bağların tatlı meyveleriyle yön alırken, bazen de acı meyveleriyle dönülmez yola giriyor.
Bağımlılık hayatımıza öyle bir yerleşti ki... Sayıları hızla artan bağımlılık çeşitleri beşikten mezara kadar her bireyin sanki bir yaşam parçası gibi oldu.
BAĞIMLILIK İNSANI KÖLELEŞTİRMENİN BAŞLANGICIDIR
Bağımlılığın çeşitleri, nedenleri üstünde durmak için asıl sebeplerini konuşmak gerekir. İnsanlık üstünde bağımlılık yoğunlaştıkça onun getirdiği rantı, çöküntüyü, topluma verdiği zararı düşünmek, kimlerin faydalandığını da irdelemek gerekir.
Dünya üzerinde bağımlılık sadece sigara, alkol ve madde bağımlılığı olarak tasnif ediliyor. İstatistiklerde sadece sigara, alkol ve madde bağımlılığı üzerine yapılıyor. Fakat bugün bağımlılık öyle çok çeşitlendi ki, hayatımızın her anında her köşesinde görebiliyoruz.
Bağımlılık bir taraftan sağlıksız bir toplum oluştururken, toplumların ruh sağlığını zorluyor, bütçelerini daraltıyor, ahlak kurallarından uzaklaşan, toplumları kendi değerlerinden uzaklaştıran bir süreci başlattığı açıkça görülüyor.
Bağımlılık toplum geneline yayılmış sigara, alkol, madde, bağımlılık yapan imrendirici yiyecekler, kumar, teknoloji ürünleri, sanat adı altında yapılan özellikle diziler, TV programları, fanatiklik ve daha birçok bağımlılık sayılabilir.
Bu gün çeşitlemesi gün geçtikçe artan bağımlılıkların arkasında emperyalist dünyanın insanı avucunun içine almak ve köleleştirmek istemesindendir.
SAĞLIĞI YOK ETME BAĞIMLILIĞI
Sigara, alkol ve madde bağımlılığı toplumun sağlığıyla oynarken, imrendirici yiyeceklerde toplumun sağlığıyla oynadığı gibi bağımlı hale getiriliyor.
Sigara, alkol ve madde bağımlılığı sağlığı bozduğu bilinenlerdendir. Birde sağlığı bozduğu bilinmeyen özellikle çocuk ve gençlerin itibar ettiği içinde bağımlılık yapan ve zaman içinde sağlığı bozan yiyeceklerde vardır.
Sigara, alkol, madde ve yiyecek bağımlılığı sağlıksız bir toplum oluşmasında önemli bir etkendir.
KUMAR BAĞIMLILIĞI
Kumar çeşitleri kolay kazanmayı imrendirirken, insan hayatına direkt etki yapan kaybettikçe bir taraftan kişilerin bütçesini yok ederken, diğer taraftan da ruh sağlığını ve aile yapısını da yok ediyor.
Gerek devlet eliyle gerekse özel sektör, sanal kumar çeşitleri toplumun değerlerini yok ettiği gibi tembel bir toplum haline getiriyor. Kumar aynı zamanda az kazandırıp çok kaybettiren bir kurgudur. İnsanlar bir kez kazancının verdiği hırsla çoğu kere kaybediyor. Kaybetmek hem bütçeyi, hem ruh sağlığını hem de aile hayatını bozuyor.
Kumar bağımlılığı aynı zamanda toplumsal değerleri yok ediyor. İktisadi hayata darbe vuruyor. Kumar bağımlısı kişiler toplumsal olayları, ülke meselelerini kendisine dert etmez. Onlar için tek çare, kolay yoldan kazanmak uğruna hırsının esiri olmayı çare olarak görürler.
TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI
Teknoloji hayatımıza yakın zamanda girdi. Öyle bir girdi ki, teknolojinin değişik versiyonları hayatımızda bağımlılığı da beraberinde getirdi. Hayatımızda çokta faydalı olan teknolojinin nimetleri bağımlılık derecesine gelince zararlı bir zehir haline geldi.
Beşikteki bebek; anne ninnileriyle uyumak, ağlamasını annenin sıcak sevgisi ve annenin sesiyle susması gerekirken bebeğin önüne konulan bir tablet ve telefon görseliyle uyuyan, ağlamasını durduran bebekler bir süre sonra bunun bağımlısı oluyor. Çocukluk halinde elinden telefon düşmeyen bir çocuk haline geliyor.
Çocuklarla birlikte anne ve babalar tüm dikkatlerini ellerindeki telefona yönlendiriyor. Anne ve babalar sohbetten uzaklaşıyor ve çocuklarla iletişimi kesiliyor. Çocuklar ve büyüklerin hepsi teknoloji bağımlısı haline geliyor.
Teknoloji bağımlılığının verdiği hasar ciddi derecede tedirginlik veriyor.
Aileyi birbirinden koparıyor. Vakit kaybına sebep oluyor, bireylerin başka bir şeyle meşgul olmasını önlüyor.
TELEVİZYON BAĞIMLILIĞI
Televizyon bağımlılığı, fiziksel bağımlılık olmamakla birlikte Öforik etkisi nedeniyle televizyon izlemenin kişinin yaşamında önemli yer tutması da bir bağımlılık rahatsızlığıdır.
Televizyonların özellikle Öforik etkisini arttıran diziler, sabah kadın programları, son zamanlarda toplum üzerinde çokta etkili olan gündüz programları saatlerce kişiyi veya aile bireylerini ekran başına bağlıyor.
Sihirli camın verdiği bağımlılık toplum üzerinde ciddi etkilere yol açıyor. Aile örf ve adetlerinin hırpalandığı, zafiyete uğratıldığı, kişilerin ahlak dışı yaşamları, zengin ve gösterişli hayatlar, toplumun da bilinçaltı ruh sağlığını ciddi şekilde bozuyor.
Ulusal Biyoteknoloji Bilgi Merkezi tarafından yayınlanan bir araştırma, çocukların uzun süre ekranlara maruz kalmaları nedeniyle sayısız sağlık riskiyle karşı karşıya olduklarını ortaya koyuyor. Bu aynı zamanda gelişim aşamalarında oldukça önemli olan dilsel, sosyal-duygusal ve bilişsel gelişimlerini de engelleyebilir.
Uygulanması kolay ve uygulamaya açık bu görüntünün verdiği etkiyle toplumdaki ahlak yapısı ve ailedeki sadakat etkisi de ortadan kalkıyor.
TUTKU BAĞIMLILIĞI
İletişim araçları vasıtasıyla influence edilen kullanım ürünleri insan hayatında tutku haline getiriliyor. Toplumu üretmekten çok tüketim toplumu haline getiriyor.
Alışveriş yapmanın psikolojik olarak rahatlattığını iddia eden bir toplumun tutku bağımlılığı rahatsızlığına yakalanmaması mümkün değildir.
Gerek kıyafet, gerek kişisel bakım ürünleri gerekse de yiyeceklere karşı bireylerin tutkusu, alışkanlıkları da değiştiriyor. Bu değişim toplumu; özenti, tüketim ve kıskançlık duygularının yaşandığı bir toplum haline getirir.
BAĞIMLILIĞIN İDEOLOJİK SEBEPLERİ
Bağımlılıkların çeşitlerine baktığımız zaman hepsi de insan hayatına, sağlığına, ahlakına zarar veriyor.
İnsan hayatının özgürlüğü, kendi iradesinde yaşamasıyla mümkündür. Kendi iradesinde yaşayan bireyler dinamik ve değerler düzeyine bağlı toplumu oluşturur. Bu durum insanı ekonomik bir hayvan olarak gören emperyalist dünyanın pek işine gelmez.
Emperyalist dünyanın, dünya görüş değerlerine ve ekonomik rantına karşı, dinamik toplumlar; kullanabilen modern, bağımlı, tutkulu köle olamazlar.
Bu durumu yok etmek için; sağlığı bozan, ahlak değerlerini yok eden, vakit öldürücü ve özentiyi artıran güçleri empoze ederek bireyleri dolayısıyla toplumu kendi mahzenlerine hapsederler.
Üretmeden tüketmek, okumadan bilgili gibi görünmek, vakitlerini boşa harcatmak, kısa sürede çok kazanma hırsı vermek, Öforik etkisini artırmak, materyalist düşüncenin etkisini artırmak toplumun DNA’sını değiştiriyor. Bu değişim bireylerin bilinçsiz olmasıyla birlikte yeni ama etkisiz bir toplum meydana getiriyor.
ÇÖZÜM ETKİLİ DEVLET POLİTİKASI
Üretmeden tüketmek, okumadan bilgili gibi görünmek, vakitlerini boşa harcatmak, kısa sürede çok kazanma hırsı vermek, Öforik etkisini artırmak, materyalist düşüncenin etkisini arttırmak, toplumun DNA’sını değiştiren bir toplum, uçurumun kenarına gelmiş demektir.
Acilen önlem alınmalı, etkili bir devlet politikasıyla da bu durumun önüne geçilmelidir. Etkili bir devlet politikasıyla etkin kurum ve kuruluşlar vasıtasıyla bu kötü gidişe dur demek mümkündür.
Devlet politikası toplumun değer yargılarını ön plana çıkararak, iletişim kontrolü, gelir adaleti, etkin eğitim ve öğretim ile bu sorun çözülebilir.
Abartı ve istismara yer vermeden toplum genelini etkisi altına alacak şekilde iletişim araçları ile kültür değerleri, toplum değerleri, ahlak değerleri empoze edilmeli, yaşam tarzı insan yaratılış değerlerine uygun doğallaştırılmalıdır.
İnsan varlık sebeplerini bilmez, varlık sebebine uygun yaşantısından uzaklaşır, özenti içinde yaşarsa, bazı bunalımları da birlikte yaşar. Bu bunalımlar insanın farklı yönlere yürümesine sebep olur.