Akil İnsanlar Marmara Grubu Bayrampaşa`da özel seçilmişlerle buluştu.
Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu üyeleri, Anadolu Konfederasyonu`nca Bayrampaşa Belediyesi Kültür Merkezi`nde düzenlenen, "Barış Süreci Bilgilendirme ve İstişare Toplantısı"nda bir araya geldi.
Bayrampaşa eşrafının çok az olduğu toplantıda özellikle seçilmiş bir grup katıldı. Katılan federasyon başkanları bölgedeki tüm toplantılara katılarak sürece destek verdikleri görüldü.
Toplantıya AK Parti İstanbul milletvekili Hüseyin Bürge kıssa süreli katıldı. Belediye Başkanı Atila Aydıner, Başkan yardımcıları, belediye meclis üyeleri, muhtarlar yanı sıra çok az sayıda Bayrampaşa’lı katıldı.
Toplantıda akillerin konuşmalarında toplumu bilgilendirecek çokda bir şey olmadığı gibi, Anadolu Konfederasyonu Başkanı Yusuf Tuncil ve Araştırmacı yazar Mustafa Armağan’ın konuşmaları bırakın barışı sağlamayı ayrıştırıcı tarafı ağır bastı.
Toplantıya, ses sanatçısı ve keman virtüözü Önder Karataş`ın Türkçe, Kürtçe ve Ermenice "Sarı Gelin" türküsünü seslendirmesi ve şair Keremo`nun Kürtçe "Dilin İzinde" şiirini okumasıyla başladı.
“BİZE VERİLEN ŞANLI URFA, KAHRAMAN MARAŞ”
Toplantının açılış konuşmasını Anadolu Konfederasyonu Başkanı Yusuf Tuncil yaptı.
Yusuf Tuncil konuşmasında; “Van neden bir numara çünki 2011 de bir deprem geçirdik akşam 1 milyon 50 bin sabah ise 75 milyon olduk. Depremde 75 milyonun kardeş olduğunu gördük. Güneş Van’da doğar, Van’da, sabah olmadan bu ülkede aydınlık olmaz. Biz Türk ve Kürtler olarak Çanakkale’de, Sakarya’da bulunduk. Bize verilen sadece Şanlı Urfa, Kahraman Maraş. Bizde bu ülke için vardık ama her şey batı için yapıldı” dedi.
Tuncil, konuşmasını şöyle sürdürdü. "40 bin insanımız ölmüş, 3 bin 500 köy boşaltılmış. 17 bin 500 faili meçhul var. Bu ülkede doğunun batısında gerçekten bir Ergenekon soruşturulması yapıldı. Ama doğusuna hala kimse dokunmadı. Biz bu ülkede kardeşçe yaşamak istiyorsak, gerçekten Kürtler`in de Ergenekonu`na dokunmak lazım"
"Kürtlerin ret ve inkar politikası bitmiştir. Geçen gün Devlet Bahçeli de `PKK Kürtlerin sözcüsü değildir` diyordu. Eğer Devlet Bahçeli de öyle diyorsa demek ki Kürtlerin kimlik sorunları kapanmıştır" diyen Tuncil kimlik problemlerini kaldıranlara da teşekkür etti.
HALKIN DİNLEMEYE DEĞİL, KONUŞMAYA İHTİYACI VAR
Toplantıda konuşan Deniz Ülke Arıboğan konuşmasına başlamadan önce kendilerine "Akil İnsanlar" denmesinden çok da hoşlanmadıklarını söyledi.
Arıboğan,"Biz, barışı anlatacaktık. Çözüm fikrinin teknik detaylarıyla ilgili bir fikrimiz yok. `Çözümün Türkiye ekonomisine, sosyal yaşamına, dış politikasına, siyasetine getireceği katkıları anlatacağız` diye başladık. Daha ilk toplantıda halkın bir şeyi dinlemeye değil, daha çok bir şeyler söylemeye ihtiyacı olduğunu fark ettik" diyerek, bu gibi toplantılarda halka daha çok söz verdiklerini ifade etti...
Arıboğan, barışın kolay sahip olunabilecek bir şey olmadığını belirterek, "Barış, nimetten daha fazla sahip olmak için gayret göstermemiz gereken bir şey. Sadece PKK, terör, Kürt meselesine endeksli bir şey değil. Barış, bir ülkede adaletin dışında hiçbir şekilde var olamayacağını gösteriyor" değerlendirmesinde bulundu.
Arıboğan şöyle konuştu: "Toplumun tabanında hiçbir parti ayırt etmezsizin AK Parti, CHP, MHP ve BDP`de çok benzer kaygılar var. Herkes bu ülkenin daha ileri gitmesinde, silahların susması, barışın gelmesinde hemfikir. Bazı ayrıntılar ve endişeler var. Şunu hiç unutmayalım; biz, kocaman bir imparatorluğun ülkesi olarak geride kalmış olan ama kendisini yeniden yaratmaya çalışan bir ülkenin vatandaşlarıyız. Kaybettiğimiz çok şey vardır. İmparatorluğu yitirdiğimizde bunun yasını tutamadık. Bunun yasını tutamadığımız gibi çok ciddi bir inşanın altına girdik. Bugün sadece bu çatışmada kaybettiklerimizin yasını tutmayacağız. Belki yüzyıllardır kaybettiklerimizin yasını tutacağız. Ama bu yası tutarken de daha neşeli, doğru ve adil bir toplum yaratabilmek için hep beraber gayret göstereceğiz. İnşallah daha güçlü bir Türkiye`yi birlikte yaratma fırsatını bulabileceğiz."
"SİYASİ PARTİ ADINA HAREKET ETMİYORUZ"
Grup Sekreteri Levent Korkut ise halkın süreç konusunda bilgilenmesi ve aynı zamanda kendilerini bilgilendirmelerini amaçladıklarını söyledi. Korkut, her toplantı da farklı bakış açıları kazandıklarını, zaman zaman çok farklı insanlarla birlik içinde olduklarını belirtti. Halkın süreci yeşertecek güce, kültüre ve bilgiye sahip olduğunu ifade eden Korkut, sözlerine şöyle devam etti:
"Biz, sadece siyasi bir parti adına hareket etmiyoruz. Bu sorunun çözümünün siyaset üzeri bir konumu olduğu için ve çözüm açısından geçmişte de farklı siyasi partilerin, bürokratların ve hatta genelkurmay başkanlarının da bu sorunun farklı boyutlarına işaret ettiği halde, günümüze kadar da ortaya koyabilecek bir siyasi irade olmaması nedeniyle harekete geçemedik. Bizim için hangi parti ve hükümetin bu süreci başlattığı çok önemli değil. Süreci diğer siyasi partiler de başlatsaydı, buradaki grup aynı şekilde hazır bulunacaktı."
"HALKIN SAMİMİYETİNE GÜVENİYORUZ"
Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu üyesi Hülya Koçyiğit de bir aydır ilk defa barışa bu kadar yakın olduklarına inandıkları için bir arada olduklarını söyledi.
Halkın samimiyetine güvendiklerini bildiren Koçyiğit, "Siyasetin dili, muhalefetin dili o kadar kutuplaştırıcı, o kadar çatışmacı ki buna şahit oldukça ürperiyorum. Yenilikçi, yaratıcı ve barışçı politikalar belirtmeyip de sadece olumsuz diyaloglar iletenlerin barışa engel olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
Koçyiğit, kutuplaşmayı ortadan kaldırabilmek için yeni bir anlayışa ihtiyaç olduğunu dile getirerek, "Politikacılar nedense bu diyaloğu geliştiremediler veya geç kaldılar. Ama bizler, sizlerle beraberiz. Arzu ediyoruz ki dertleşelim, konuşalım, birbirimizi dinleyelim. Belki de birbirimizi dinleyerek acılarımızı paylaşabiliriz" ifadesini kullandı.
"Birlik mücadelesi veren dedelerimiz kadarda mı şuurumuz yok"
Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu üyesi Mustafa Armağan da meselenin Osmanlı Devleti`nin son dönemlerine kadar giden bir süreç olduğunu dile getirdi.
Osmanlı`nın parçalanmasının ardından Türk ve Kürt halkı kaldı. Türk ve Kürt halkının Osmanlı`nın yıkılışına "dur" diyerek Türkiye`yi oluşturduklarını anlatan Armağan, "Bu mücadeleyi vermiş olan dedelerimiz kadar da mı şuurumuz yok. Onların vermiş olduğu bu mücadele, kardeşlik mesajı kadar da mı mesajımız yok. Süreci kader birliği etmemiz için son fırsatlardan birisi olarak değerlendirmek gerekiyor" dedi.
Armağan, sürecin aslında 1980`li yıllarda yakalanması gerektiğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti. "Eğer böyle bir fırsatı başaramazsak, 1989 öncesindeki Doğu Avrupa ve Doğu Blokundaki ülkelerin konumuyla benzer bir sürece sürükleneceğiz" yorumunda bulundu.
Toplantı katılımcıların görüşlerini bildirmesiyle sona erdi. Özellikle Ali Ulus ve Rize, Sinop derneklerinin konuşmaları dikkat çekti.
İstanbul
24.11.2024