Bayrampaşa Belediyesi Temmuz Ayı 1. Oturumunda Bayrampaşa Belediyesi AK Parti Meclis Üyesi, Belediye Başkan Yardımcısı Abdulnaser Şimşek, Srebrenitsa katliamının 20.yılı olması sebebiyle gündem dışı söz aldı.
Abdulnaser Şimşek, 8372 kişinin 5 gün içinde katledildiği Srebrenitsa soykırımını sorgulanması gerektiğini belirterek katliamı kınadığını söyledi.
Duygusal anların yaşandığı Abdulnaser Şimşek konuşmasına şöyle devam etti. “İnsanın aklına şu geliyor Srebrenitsa soykırımı niye oldu esas irdelenmesi gereken konu budur. O zamana dönecek olursak Sırp ordusunun en güçlü kuvvetine karşı oradaki milis güçlerinin dirayeti ve direnmesi ile sembol olmuş. Bosna halkına moral kaynağı olmuş bir yerdi. Bu nedenle de özellikle etrafımdaki birçok insan o deniz kuvvetlerine destek vermek amacıyla oraya akın etti. Normalde 24.000 kişilik bir kasabadan oluşan şehir diğer nüfusla beraber arttı. Daha sonra Birleşmiş Milletlerin güvenlik bölgesi ilan etmesiyle beraber de 60.000 kişilik nüfusa ulaştı. Birleşmiş milletlerin güvenlik bölgesi yapmasından sonra neler olduğunu malum herkes biliyor. Orada katledilen insanları biliyoruz. Bu soykırımın olmasının nedeni ne? Öncelikle zamanında direnmeleri ama geçmişe dönecek olursak malumunuz balkan coğrafyasını konuşuyoruz. Balkan coğrafyası dediğimiz yer bal ve kan ile işlenmiş bir coğrafyadır. Geçmişe dönecek olursak 2000 yıl öncesinden başlıyarak özellikle daha Osmanlı oralarda yok iken Avar Türkleri, Gezenek Türkleri, Kıpçak Türkleri ve Kuman Türklerinin bulunduğu bir coğrafyadır. Makedonya Kuman Ovası adını Kuman Türklerinden alır. Zaman içinde oradaki Türk boyları orada yaşayan insanlarla kaynaşmış, birlik olarak yaşamışlardır. Özellikle Osmanlıdan sonra yaklaşık 600 yıl burada kalmışlardır. Geçmişe dönecek olursak kökü 1071 Malazgirt savaşına kadar gider ki biliyorsunuz Malazgirt savaşında Alpaslan Bizans’a karşı savaştı. Bizans tarafında yer alan Türk boyları ve Anadolu insanın Alpaslan tarafına geçmesiyle Malazgirt savaşını kazandık. Peşinden 1453 İstanbul’un fethine gidiyoruz yine oradaki insanın desteğini almışız.1389 Kosova savasında yine aynı şekilde. Dolayısıyla oradaki milliyetçi unsurları daha 1071 den başlayarak bu bölgeye alışkın burada yaşayan insana karşı oradan nasıl atılacağına ilişkin politikaları var. Sanırım 1998 Yılıydı Sırp konsolosluğu genel sekreteri Bosna Sancak Derneğine geldi ve ‘Ben milletim ve devletim adına sizden özür diliyorum’ dedi. Ne alaka dedik. ‘Bizim devlet politikamız oradaki yaşayan insanların oradan sürülmesi ile ilgiliydi. Bu politikamızın yanlışlarını şu an idrak ediyoruz. B u nedenle de sizden devletim adına özür diliyoruz’ dedi.
Yine dikkat ederseniz batının bu olaya karşı çifte standardını görüyoruz. Mesela rahmetli Aliya İzzetbegoviç (Bilge Adam) ‘ben Avrupa’ya giderken kafam eğik gitmiyorum çünkü hiçbir çocuk, kadın öldürmedik, kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar bunun tamamını yaptılar, batının gözü önünde batı medeniyeti adına yaptılar’ dedi. Vatikan yakın zamanda ermeni soykırımıyla ilgili Ermenistan’ı ziyaret etti ve orada da soykırımla ilgili beyanlarda bulundu ama Vatikan’da ki Papaya siz Bosna da yaşanan soykırıma soykırım dedirtemiyorsunuz. Bu da batının oradaki niyetini açıkça belli ediyor. Bir adıyla ölüm, diğer adıyla barış yürüyü denilen yürüyüş;13.000 kişinin yolculuğunda mayınlı, uçurumlu, dağlık bir araziden geçerek yaptıkları bu yolculukta özellikle Sırpların her türlü tecavüzüne her türlü katliamına maruz kaldılar ve 13.000 kişiden yaklaşık 3000 kişi ancak sonuca ulaşabildi.
Rahmetli Aliya İzzetbegoviç Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a boşuna Bosna’yı emanet etmedi. Nedeni ise şuydu biz Türkiye’ye mecburuz, Türkiye bizim abimiz anayurdumuz sırtımızı dayayacağımız yerdir düşüncesidir. Dolayısıyla Türkiye ne kadar güçlü olursa Balkan coğrafyası da katliamların olmayacağı, soykırımların olmayacağı kanaatindeyim. Dolayısıyla Türkiye ne kadar güçlü olursa oradaki insanımız da o kadar dik duracak ve alınları açık gezecektir. Sözlerimi yine rahmetli Aliya İzzetbegoviç’in bir sözüyle bitirmek istiyorum; ‘Savaşta büyük zulme uğradınız, zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz, ne yaparsanız yapın ama soykırımı unutmayın! Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.”
MÜSLÜMAN OLDUKLARI İÇİN SREBRENİTSA KATLİAMI YAPILDI
Srebrenitsa katliamının yıl dönümü dolayısıyla söz alan Bayrampaşa Belediyesi AK Parti meclis Üyesi, Belediye Başkan Yardımcısı Gökhan can Balekoğlu’da; Srebrenitsa katliamın 20. yıldönümü acı bir günün yıldönümü tam 21 yıl önce 11 temmuz 1995 yılında Sırplar tarafından sadece ve sadece Müslüman oldukları için Srebrenitsa katliamı yapıldığını belirtti. Balekoğlu; “1995 yılında Avrupa’nın göbeğinde Srebrenitsa da yapılan bu soykırım insanlık tarihinde kara bir lekedir. Orada hayatını kaybedenlerin acılarını paylaşıyoruz. Acıların paylaştıkça azaldığına inanıyoruz. Bu katliamı unutmadık, unutmayacağız ve asla da unutturmayacağız. Bu vesile ile orada hayatını kaybeden şehitlerimiz başta olmak üzere tüm şehitlerimize rahmet ve yakınlarına sabır diliyorum . Bu acıların tekrarlanmaması için de bugün geçmişi unutmadan, tarihten dersler alarak benzer durumların yaşanmayacağı birlik ve beraberlik içerisinde, barış ve huzur dolu bir gelecek diliyorum.” Dedi.
Gündem dışı konuşmalardan sonra Meclis Başkanı Rasim Bilgehan’da konuya ilişkin görüşlerini açıkladı. “BM şemsiyesi altında korunaklı bir alan olarak belirlenmiş, güvenli ortamda Sırplar geliyorlar ve bütün evleri dolaşıyorlar, evlerde ne kadar erkek varsa hepsini topluyorlar. Bunları toplayıp bir fabrika binasına aylarca hapsediyorlar. Daha sonra sistematik bir şekilde toplu gruplar halinde götürüp bu insanları katlediyorlar ve toplu mezara gömüyorlar. Daha geçenlerde Alman meclisinde 1915 ile ilgili soykırım kararı aldılar. Güya soykırım yapmışız ki bunu bize en son söyleyecek olan Alman’lar yani tarihleri belli bunların tarihi tescil edilmiştir” diyen Bilgehan konuşmasına şöyle devam etti. “Diğer ülkelerin de bunlardan çok farkı yok sadece onlar tescil edilmemiş. Bugün Fransa’ya baktığınız zaman Afrika kıtasında çeşitli ülkelerde, Cezayir’de sömürge yapabilmek için o insanları nasıl katlettiklerini biliyoruz.Yine İngilizler güneş bakmayan imparatorluk kurmak için dimi nasıl insanları köleleştirdi, sömürge haline getirdi. Ama bu devletleri biz biliyoruz. Avrupa insan hakları mahkemesi seneler sonra bu hadisenin bir soykırım olduğuna karar verdi ama soykırımı kimin yaptığını söylemiyor. Aynı konumda Avrupa’nın göbeği içinde Avrupa’nın devletleri de bu işten o kadar sorumludur. Daha da ötesi bir de bu Hollanda’lı askerler bu işe göz yummakla bir o kadar sorumludur aslında yani. 35 yıldır güney doğuda yaşadığımız bu hadiselerin tesadüfi olmadığını, orada dağa çıkmış bir kısım terör mensupları ile mücadele etmediğimizin herkes tarafından bilinmesi gerektiğini bu insanların Avrupalıların insafına ülkemizi terk etmememiz gerektiğini herkesin bilmesi gerekiyor . Bizim bizden başka dostumuz yok.”
Konuşmalardan sonra iyi dileklerle meclis toplantısı 17 07 2016 Perşembe günü 2. Toplantıda buluşmak üzere sona erdi.