Tarih: 20.05.2016 00:00

BİR İNSANLIK DRAMI`NIN 152. YILDÖNÜMÜ

Facebook Twitter Linked-in

Bayrampaşa Erbakan Vakfı Başkanı Nevzat Uygun  21 Mayıs 1864’de Sürgün ve  Soykırımı anlattı. Nevzat Uygun;” 300 yıl süren Rus – Çerkes savaşları sonunda çerkesler yenik düşer.

Karadeniz sahil şeridinin Rusya için stratejik önemi vardır.Bu nedenle yerli halktan arındırılmalıdır ve öyle de yapılır. Kafkasya’nın doğusunda yani bugünkü Çeçenya, İnguşetya, Dağıstan ve Osetya bölgelerinde görülmeyen sürgün uygulaması, Karadeniz kıyısı civarındaki Çerkes halklarına, Adıgeler, Abhazlar ve Ubıhlara uygulanır. Denize komşu olduğu için her türlü operasyona açık olan sahil şeridi, gelecekte sorun yaratmaması için yerli nüfustan sürgün yoluyla arındırılır. Osmanlı İmparatorluğu ve Rus Çarlığı Çerkeslerin sürgünü konusunda anlaşırlar.

 Çarlık, boyunduruk altına almakta zorlandığı Çerkesleri stratejik konumu önemli olan bölgede bir arada tutmak istememektedir. Zayıf düşen ve sınır sorunları yaşayan Osmanlı ise savaşacak güç - asker olarak istihdam etmek istemektedir göç edecekleri ..21 Mayıs 1864 uzun yıllar süren Kafkas - Rus savaşları sonucunda, Çerkeslerin direnişinin kırıldığı gündür. Çarlık Rusyası askerlerinin bayram, Çerkeslerin yas günüdür. Çarın Kafkasya Naibi olarak atadığı kardeşi GRANDÜK MİŞEL, 1864 Ağustosunda Batı Kafkasya sakinlerine şu fermanı tebliğ eder :

`` Bir ay zarfında Kafkasya terk edilmediği takdirde, bütün nüfus savaş esiri olarak Rusya`nın muhtelif mıntıkalarına sürülecektir… " ( Berkok, 526 ).İşte bu yüzden, esaret ve tabiiyeti en büyük şerefsizlik addeden Çerkesler, güzel vatanlarını terk etmeye mecbur kalmışlardır. Kafkaslarda son direniş ve Çerkes sürgünü,Çarın Kafkasya’da görevlendirdiği kardeşi Grandük Mişel, Ağustos ayında Batı Kafkasya halklarına şöyle bir bildiri yayınlıyordu: ``Bir ay zarfında Kafkasya terk edilmediği takdirde, bütün nüfus savaş esiri olarak Rusya`nın muhtelif mıntıkalarına sürülecektir.’ Böylece Çerkeslerin Büyük Felaketi başladı. 

BÜYÜK SÜRGÜN

1860’lı yıllara gelindiğinde Ruslar Karadeniz kıyısında bulunan Kafkas halklarının topraklarının tamamını ele geçirmişlerdi. Elde edemedikleri tek bölge ise Adıge ya da diger ismiyle Çerkes bölgesiydi. Karadeniz kıyısından hem Osmanlıya hem de Batıya açılan Çerkes bölgesi, Rus egemenlik alanı içinde bağımsız bir bölge şeklinde varlığını devam ettirmekteydi.

STRATEJİK BÖLGE ÇERKEZYA

1856 Kırım savaşı Rusya açısından Çerkeslerin yaşadığı coğrafyanın ne kadar stratejik bir bölge olduğunu ortaya çıkarmıştı. Osmanlı, İngiliz, Fransız ittifakına karşı, tarihinin en büyük mağlubiyetlerinden birini alan Rusya, savaş sırasında Çerkeslerin yaşadığı bölgeye Rus askerlerini gönderememişti. Bölgede Çerkesler başta olmak üzere diğer halkların mevcudiyeti Rus yayılmacılığının önündeki en önemli engel olarak gözükmekteydi. Rusya savaş sonrasında bölgede tam egemenlik sağlamak için başta Çerkes halkı olmak üzere diğer Kafkas halklarını kontrol altına almak ya da bölgeden tamamen uzaklaştırmak için planlama yapmaya başladılar. 

HALİFE’NİN ÜLKESİNE SÜRGÜN KARARI

Bölgede kesin hakimiyet sağlamak isteyen Rusya’da bölgeye yönelik iki farklı görüş mevcuttu: Çerkeslerin dostluğunu kazanarak sorunu zaman içerisinde barışçı bir şekilde çözmek ya da bölgede yaşayan Çerkesleri topraklarından sürgün etmek. Sürgün tezi ilk kez 1857 yılında Rus Kafkasya Ordusu Kurmay Başkanı General Milyutin tarafından ortaya atıldı. Milyutin bölgede yaşayan Adıgelerin ( Çerkesler )  bir kısmının kuzeye sürülmesini teklif etti. Ancak böyle bir sürgün faaliyeti Rusya içerisindeki Müslümanların tepkisine neden olabilirdi ve yeni sorunlara yol açabilirdi. Bu sebeplerle sürgün teklifi kabul görmedi. 

Gündeme gelen ancak kabul görmeyen sürgün teklifi çok geçmeden farklı bir şekil aldı. Kafkasya Ordusu Komutanı General Prens Baryatinski, Milyutin`in raporunda esaslı bir değişiklik yaptı ve yeni bir  teklif getirdi. Bölgede yaşayan Çerkesler kuzeye değil de güneye yani Osmanlı topraklarına sürgün edilecekti. Halifenin ülkesine göç ettirilecek Müslüman Çerkeslerden dolayı da Rusya içerisinde herhangi bir sıkıntı oluşmayacaktı. Çerkeslerin sürgün edilme planı Rus Çarının da uygun görmesiyle 1860 yılından itibaren Rus devlet politikası haline geldi. 

SON MÜCADELE

Çerkesler Rusların politikasını kavramakta gecikmediler. Hatta Rus Çarı ile görüşerek kendi şartlarını sundular ve müzakereye açık olduklarını ifade ettiler. Ancak Ruslar kesin kararını vermişti. Yüz binlerce kişilik ordular ile bölge kuşatma altına alındı. Bölgede yaşayan Çerkesler zorla yerlerinden yurtların edildi, köyleri ateşe veridi, on binlerce insan öldürüldü. 21 Mayıs 1864 tarihinde Ruslar bölgede denetimi tam anlamıyla sağladı. Yüzlerce yıllık mücadele bu tarihte mağlubiyetle sona erdi. Çarın Kafkasya’da görevlendirdiği kardeşi Grandük Mişel, Ağustos ayında Batı Kafkasya halklarına şöyle bir bildiri yayınlıyordu: ``Bir ay zarfında Kafkasya terk edilmediği takdirde, bütün nüfus savaş esiri olarak Rusya`nın muhtelif mıntıkalarına sürülecektir.’ Böylece Çerkeslerin Büyük Felaketi başladı. 

YÜZBİNLERCE İNSAN HAYATINI KAYBETTİ

Yurtlarından sürülen Çerkesler deniz yoluyla, Kafkasya`da, Taman, Tuapse, Anapa, Tsemez, Soçi, Adler, Sohum, Poti, Batum vd. limanlardan bindirildiler. Osmanlı Devleti`nin Trabzon, Samsun, Sinop, İstanbul, Varna, Burgaz ve Köstence limanlarında inen Çerkezler buralarda kendileri için hazırlanan kamplara yerleştirildiler. Ancak bu kamplar kısa bir süre içinde açlık ve salgın hastalıklar sebebiyle binlerce insanın hayatını kaybettiği ölüm kampları haline geldi. 

Sürgün yolunda çekilen çileler, liman şehirlerindeki kamplara ulaşan insanların yaşadıkları felaketin boyutlarını göstermekteydi. Trabzon`daki Rus konsolosunun, tehcir işlerini idare etmekte olan General Katraçef`e yazdığı rapordaki ifadeleri şöyleydi: ``Türkiye`ye gitmek üzere Batum`a 70.000 Çerkes geldi. Bunlardan vasati olarak günde 7 kişi ölüyor. Trabzon`a çıkarılan 24.700 kişiden şimdiye kadar 19.000 kişi ölmüştür. Şimdi orada bulunan 63.900 kişiden her gün 180-250 kişi ölmektedir. Samsun civarındaki 110.000 kişi arasında her gün vasati 200 kişi can veriyor. Trabzon, Varna ve İstanbul`a götürülen 4650 kişiden de günde 40-60 kişinin öldüğünü haber aldım.`  Soykırıma varan bu sürgün sırasında tam olarak ne kadar Çerkesin sürgün edildiği tespit edilememekle beraber  700 binden 2 milyona kadar çeşitli rakamlar mevcuttur. Ünlü tarihçi Kemal Karpat, 1859-1879 arasında sürgün edilen Çerkeslerin 2 milyon civarında olduğunu, sağ olarak Osmanlı Devleti`ne ulaşanların sayısının ise 1.5 milyon olduğunu belirtir. 

Osmanlı liman şehirlerine ulaşan ve sağ kalan Çerkesler başta Anadolu olmak üzere,Trakya,  Balkanlar, Irak, Suriye, Ürdün vd. Osmanlı topraklarına yerleştirildiler” dedi.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —