5. olağan kongrede ilçe başkanı olan İsmail Acar iddialı konuştu.
SP Bayrampaşa 5. Olağan Kongresinde tek listeyle çıkan Eski İl Gençlik Kolları Başkanı ve 2014 Bayrampaşa Belediye Başkan Adayı İsmail Acar ilçe başkanı seçildi. İsmail Acar kongrede yaptığı konuşmada önce eğitim, önce kadro diyerek işe başlayacaklarını dile getirdi. Uzunca bir konuşma yapan çiçeği burnunda ilçe başkanı İsmail Acar Şeyh Edebali’nin Osman Gaziye nasihatıyla başladığı konuşmasında gece gündüz çalışacaklarını, çalışmaları rüyalarına girmezse çalışma sayılmayacağını söyledi. İsmail Acar; Şeyh Edebali’nin şu nasihat ve uyarılarını göz önünde bulundurup, hayatımıza tatbik edeceğiz. Diyerek konuşmasına şöyle devam etti. “Ey Oğul Bundan sonra öfke bize; uysallık sana… Güceniklik bize gönül almak sana… Suçlamak bize katlanmak sana, Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana… Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana… Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize, bağışlama sana…. Bundan sonra bölmek bize ; bütünlemek sana…. Üşengeçlik bize; uyarmak gayretlendirmek sana…” Evet, büyüklerin sözü yere düşmez biz de yeni dönemde kadrolarımızla birlikte büyüklerin sözlerini, nasihatlerini kulağımıza küpe, başımıza taç edeceğiz. Kıymetli delegeler, kıymetli kardeşlerim; Yeryüzünde zulüm ve gözyaşının her yeri kapladığı, vahşetin, işgalin, insan izzet ve onurunun ayaklar altına alındığı, karabulutların adeta karabasan gibi üzerimize çöktüğü bir zamanda kongremizi gerçekleştiriyoruz. Dünyanın durumu gözlerimizin önünde. İşte Suriye, İşte Mısır, İşte Libya, İşte Orta Afrika, İşte Arakan, İşte Doğu Türkistan,İşte Irak Tablo gayet açık ve net Ülkelerin işgal edildiği, talan edildiği, insanların yerlerinden yurtlarından sürüldüğü katledildiği bir zamanda, terör örgütlerinin işgaller için zemin hazırladığı böylesine tarihi kırılmaların yaşandığı zaman diliminde 5.olağan kongremizi gerçekleştiriyoruz. Rabbim bu birlikteliğimiz hürmetine sıkıntılarımızı bertaraf etsin insallah Kıymetli delegeler, Kıymetli kardeşlerim, Dünyanın, Ülkemizin, İstanbul’un, Bayrampaşa’nın bizim değer ve ilkelerimize Milli Görüş’e Saadet Partisine ve temsil etmiş olduğu ruh ve manaya ihtiyacı var. İşte sokaklarımızın halini görüyorsunuz. Artık Bayrampaşa’mız büyük uyuşturucu operasyonlarının yapıldığı bir İlçe haline geldi, getirildi maalesef. Gençlik elimizden akıp gidiyor. Bu çocuklar bizim çocuklarımız. Bu işlerin önüne pansuman tedbirlerle geçilemez. Bu işler dostlar alışverişte görsün anlayışıyla, Gençlik merkezleri ve bilgi evlerinde paravan şirketlere, vakıflara bu milletin imkânlarını eğitim adı altında akıtmakla olmaz. AB, ABD’ye Batıya şirin görüneceğiz mantığıyla bu işler olmaz. Peki nasıl olacak? Elbette ki aslımıza, özümüze, inancımıza, tarihimize, milli ve manevi değerlerimize, özümüze dönerek olacak. Def-i mazarat celbi menfaateten önce gelir. Derlermiş eskiden büyüklerimiz. Önce kötülüğü kaldıracaksın. Kötülüğü besleyen sebepleri ortadan kaldıracaksın. Sen önce toplumu, gençliği, kadını, insanı ifsad edecek tüm yayın ve neşriyata özgürlük adına serbestlik getireceksin ondan sonra da dindar nesil diyeceksin. Bu böyle olmaz. Bu böyle gitmez şair ne diyor. “Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak” Çıkmaz sokak olsa yine iyi bir şekilde geriye dönersin. Bu caddenin sonu uçurum. Toplumdaki bu kutuplaşma, bu ötekileştirme hiç hayra alamet değil herkes birbiri ile bir çekişme kavga içerisinde İki komşu bir birine selam vermiyor. Artık birbirimizin derdi bizi ilgilendirmiyor. Toplum olarak çözülüyoruz. Toplum olarak çöküyoruz. Öğretmenler odasında öğretmenler bir birinin yanına oturamıyor. Peki neden? o falan cemaatten de ondan. Daha düne kadar kardeştik biz, daha düne kadar “ Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız, iman etmedikçe de cennete giremezsiniz” uyarısını birbirine söyleyen ve kucaklaşan insanlara ne oldu böyle. Fe eynetesebun. Nereye bu gidiş nereye kadar? Bizim kutuplaşmaya ve kavgaya değil birlik ve beraberliğe dayanışmaya ihtiyacımız var. İşte bu sebepten dolayı Saadet Partililer olarak, Milli Görüşçüler olarak çok çalışacağız çok. Kıymetli delegeler, Kıymetli kardeşlerim, Her şeyin madde ile kıyaslandığı, değer yargılarımızın erozyona uğradığı, siyasetin kirlendiği, ucuzluk ve pespayeliğin her yanı kapladığı, insanların haklıdan değil güçlüden yana olduğu bir zeminde işimizin kolay olmadığını biliyoruz. Ama biz şunu da biliyoruz çalışana çalıştığının karşılığı var. Biz alın teri ile gözyaşını birleştirdiğimiz zaman imkânsız gibi görünen işlerin kolaylaştığını göreceğiz. Ve en büyük desteğimiz “Allah doğruların yardımcısıdır” ilahi uyarısıdır. Onun için biz doğru olacağız, doğru işler yapacağız. Kınayanların kınamasına aldırmadan yolumuzdan ve davamızdan taviz vermeden Hakkı söylemeye söylemekten de öteye yaşamaya devam edeceğiz inşallah. Her zaman şunu söylemişizdir. Biz evlat-ı Fatihanız. Gemileri karadan yürüten ecdadın evlatlarıyız. Kimse bizim inancımızı, azmimizi, heyecanımızı kıramaz inşallah. Hedefe kilitlendik mi menzile varmadan, vazgeçmeyiz, vazgeçmeyeceğiz inşallah. İşte bu sebepten dolayı en ufak bir ümitsizliğe kapılmadan, şüpheye düşmeden davamıza ilkelerimize dört elle sarılacağız, inanacağız, çalışacağız ve başaracağız. Başarı Allah’tandır. Rabbimiz başarıyı sebeplere bağlamıştır. Şartları yerine getirene bunu verir. Uykularımız kaçacak, terleyeceğiz. Rüyalarımız da bu işlerle hem hal olacağız. Sadece çalışmak yetmez tabi ki doğru metotlarla çalışacağız. Futbolda 3 D kuralı vardır. Doğru zamanda, doğru yerde doğru işi yapmak. Eksiklerimizi süratle gözden geçireceğiz. Neden? Çünkü zamanımız yok. Önümüzde seçim var. Ve Ülkemiz de ciddi bir muhalefet boşluğu var. Türkiye de her şeye maydanoz olacak, hayra ve Hakka engel muhalefete değil “Hayra motor, şerre fren olacak”muhalefet anlayışına yani Saadet Partisine ihtiyaç var. Sözde Milli Görüşçü ama icraatta tam bir kapitalist anlayışla, Sözde Hak ve adaletten yana olmakla, icraatta ise taşeron işçilerin üç kuruşuna göz diken yamyam anlayışla bu işler olmaz. Özünü ve ruhunu kaybetmiş mantar zihniyetiyle bu işler olmaz. Kıymetli delegeler, Kıymetli kardeşlerim, Hemen acilen bir iyileştirme süreci başlatacağız. Eksiklerimizi gözden geçirip Planlamalarımızı yapacağız kısa vade de, uzun vade de neler yapacağız. Bayrampaşa da insan kaynakları anlamında veri tabanı oluşturup engin bir hoş görü ile kapıları ve gönlümüz açarak yeni kardeşlerimizi aramıza katacağız. Şimdi yeni dönemle birlikte Bayrampaşa da bir kuşak yeni bir jenerasyon yakalamak ve oluşturmak zorundayız. Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi ve Şimdi Saadet Partisi Aramızda eksileri artıları ile yerel yönetimler de destanlar yazan kıymetli başkanlarımız var kıymetli büyüklerimiz var. Biz bu dönemde yeni Fikret Kaya’lar, yeni Muzaffer Ercanlı’lar, yeni Ayhan Pelister’ler, yeni İsmail Yaylacı’lar, Sedat Çene’ler, Recep Seslikaya’lar, Cemal Cantürk’ler yetiştirmeliyiz. Bunu yine onların bilgi, birikim ve tecrübelerinden de istifade ederek başaracağız İnşallah. Yine kendilerini rahmetle minnetle yâd ediyoruz, Rabbim mekânlarını cennet eylesin. Hiçbir zaman güçten ve güçlüden yana olmayan hiçbir şekilde davasından taviz vermeyen yeni ve genç İsmail Çalışkan’lar ve Yakup Bozoğlu’lar yetiştirmek zorundayız. Günümüzün teknoloji, iletişim imkânlarını en verimli şekilde kullanacağız. Teşkilat çalışmaları ve insan, kadro merkezli çalışmalar önceliğimiz olacak. Biz mevcut yapı ve şartlar içerisinde iktidar ve muhalefetle yarışamayız. Maddi güç onlarda insan kaynakları onlarda, öyle bir sorunları zaten yok. Medya desteği kayıtsız şartsız her türlü ellerinin altındadır. Biz siyaseten onların karşısında ancak güçlü bir teşkilatla ve kadro ile tutunabiliriz. Ne yaptığını bilen, inançlı, fedakâr, çalışkan, fikir, eylem ve söylem birliğini yakalamış, oturması kalkması ile örnek bir teşkilat. Biz teşkilat olarak gücümüzün farkındayız. Biz teşkilatımıza olan ihtiyacın farkındayız. Bizim en büyük nimetimiz, en büyük kazancımız davamızdır, inancımızdır, ilkelerimizdir. Nimetin farkında ve şuuru içerisinde hareket edeceğiz. Biz son derece hakir bir topluluk idik. Allah bizi İslam ile yüceltti. Onsuz ne kadar yücelik istersek isteyelim Allah bizi zelil ve perişan edecektir. Hz.Ömer R.A Onun için Rabbimize böyle bir derdi verdiği ve böyle bir dava da bizleri nefer yaptığı için şükrediyoruz. Kıymetli delegeler, Kıymetli kardeşlerim, Niyet çok önemlidir. Niyetinizi sağlam koymazsanız ve korumazsanız sarsılırsınız. Bu işler size ağır gelir. Niyet; İnsanın bir şeyi yapmaya kalben ve zihnen karar vermesidir. Çıkış noktan yanlış olursa, doğru sonuca varamazsın. Yanlış iliklenen düğme misali Onun için tekraren ifade ediyoruz. Biz siyaseti birilerine inat olsun diye, birilerine alternatif olsun diye yapmıyoruz. Bizim siyaset anlayışımızın merkezinde tüm insanların hem dünya hem ahret saadetini sağlamak inancı vardır. Milli Görüş bu milletin özüdür, inancıdır, tarihidir. Milli Görüş bu milletin aslıdır. Milli Görüş bu milletin ruh köküdür, kendisidir. Milli Görüş çağdaş bir medeniyet projesidir. Milli Görüş hayra motor şerre fren olmaktır. Herkes Milli Görüşçüdür ama farkında değildir. Milli Görüş; Tevhid ve adalet duygusuna dayanan, Hakkı üstün tutan, nefis terbiyesini esas alan, ahrette hesap vereceğini bilerek hareket eden görüşün adıdır. Sadece bedenlerin yan yana geldiği değil ruhların ve gönüllerin yan yana geldiği bir topluluk için çalışacağız inş. Teşkilat çalışmaları devamlılık ve istikrar ister. Kararlı olacağız, duyarlı olacağız ve devamlı olacağız inş. Elbetteki heyecansız olmaz. Yapılırken heyecan duyulmayan işte başarılı olamayız. Davası kendisini hasta etmeyen adam dava adamıyım demesin. Hastalığı kendisini uykusuz bırakmayan hastayım demesin. Yine azimli olacağız; Azim; bütün maddi ve manevi, bedeni ve ruhi kuvvetleri toplayıp hedefe yönelmektir. Azmi ve iradesi ölmüş insanlar da ölü kuş gibidir. Bize bu kuşun dirisi lazımdır. Maddi gücümüz, imkânlarımız sınırlı olsa da davamız dünyaya sığmayacak kadar büyüktür. Bir işe azmettinse Allah’a dayan ve yürü Allah kuluna yetmez mi? Hz. Ali R.A’ın dediği gibi “Sen değil dağlar sallansın” Kıymetli delegeler, Kıymetli kardeşlerim, Büyükler derler ki; Şeytanı huzur-i ilahiden kovduran, ilim veya amel noksanlığı değil, edepsizliğiydi. Bu yüzden şeytanı mahveden en güzel fazilet, edep’tir. Edep in başı ise haddini bilmektir. Haddimizi bileceğiz inşallah. İlim meclislerinde aradım kıldım taleb, İlim geride kaldı, illa edeb, illa edeb Edeb bir tac imiş Nur-u Hüdadan Giy ol tacı emin ol her tür beladan. Sözün en güzelini söyleyeceğiz. Katı ve kaba olaktan uzak duracağız. Sözü Seyf-i meslül gibi ( yalın çıplak-kılıç gibi-tesirli) söz söyleyen kişi ordulardan daha müessirdir. Sözü süz de söyle, sınırını çiz de söyle, inci gibi diz de söyle. Öyle söyle ki yarda beğensin ağyar da. “Söz ola kese başı Söz bitire savaşı Söz ola zehirli aşı Yağ ve bal ede bir söz” Dikkat edeceğimiz diğer bir husus ise “inandığın gibi yaşamazsan yaşadığın gibi inanırsın” uyarısı olacaktır. Sadece doğruları söylemek yetmez, doğruları yapmak gerekir. Kalp ile el, el ile dil arasındaki uyum olmazsa, tesir ortadan kalkar. M.Akif’in safahatta bahsettiği şu dörtlüğü çerçeveletip başucumuza asacağız. “İhtiyar amcanı dinler misin oğlum Nevruz? Ne büyük söyle, ne çok söyle; yiğit işte gerek. Lafı bol, karnı geniş soyları taklid etme; Sözü sağlam, özü sağlam, adam ol, ırkına çek”. VEFALI VE SADIK OLACAĞIZ Vefa, dava adamının bütün zorluklara rağmen davasına sadık kalabilmesidir. Vefa sevgide bıkkınlık göstermemek, ihtiyaç halinde Hızır gibi yetişebilmektir. Vefa dikenlere direnerek dost ikliminde boy atan gül olmaktır. Vefa sağlam bir inanç ister. SABIRLI OLACAĞIZ Belalara, musibetlere sıkıntılara sabır Günah işlememeye, iyilik üzere kalmaya sabır. Sabır direnmektir. Sabır zaferin anahtarlarından birisidir. Sabır asla çaresizlik değildir. Sıkıntılara, acılara katlanma kabiliyetine örnek Timur’a birisi başarısının sırrını soruyor. Birbirlerinin parmaklarını ısırıyorlar. İlk hamlede adam parmağını çekiyor. Afet-i gamdan acep dünya da kim azadedir. Herkesin bir derdi var, madem ki Adem-zadedir. Büyük işler başarmak ve hedefe varmak istiyorsak, büyük yükler taşımaya hazır olmalıyız. Büyük hedefleri olanın büyük imtihanları olur. Zor şartlar kaliteli adam yetiştirir. Zorluklar mücadele azmimizi arttırır. Tabii ve doğal gül dikensiz olmaz. ÜMİDİMİZİ ASLA KAYBETMEYECEĞİZ Gevşemeyin, üzülmeyin eğer hakikaten inanıyorsanız muhakkak üstün olan sizinizdir. Al-i İmran 139 Ye’se düşmek yok. Biz başaracağız inş. Bulaşıcı hastalığı olandan uzak durulduğu gibi umudu tükenmişten de uzak durulmalıdır. Rabbi Allah olanın umudu tükenmez. Kıymetli delegeler, Kıymetli kardeşlerim, Sözlerime son verirken bugüne kadar başarılı çalışmalar için büyük gayretler ortaya koyan İsmail Yaylacı Başkanıma, yönetim kurulu üyelerimize, tüm teşkilat kademelerimizdeki kardeşlerimize, siz saygıdeğer delegelerimize, katılımları ile bizleri sevindiren Siyasi Parti temsilcilerine, STK Temsilcilerine, Muhtarlarımıza ve misafirlerimize basın mensuplarımıza, emniyet mensuplarına tekraren teşekkür ediyorum. Hedefine doğru adım atanlar yol alır. Her adımla mesafeler kısalır. Ulvi hedefler ve büyük idealler için gayretsiz geçen her gün kayıptır. Bu kutlu yolda azimle ve sabırla, yürümek dava adamı olmayı gerektirir. Selam olsun! Böyle kutlu davanın Milli Görüş erlerine, Selam olsun! Böyle kutlu dava adamlarına ve dava sevdalılarına Selam olsun! “Yaşanabilir bir Türkiye, yeniden büyük Türkiye ve yeni bir dünya sevdasından, aşkından, azminden, heyecanından bir şey eksiltmeden bu yolda canla, başla, azim ve kararlılıkla yürüyen dava adamlarına Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum. Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.”
Haber; İlknur Onur
İstanbul
23.11.2024