ÖZEL HABER: MEHMET CEYLAN
Geçtiğimiz yıl yayınladığımız “Kentsel Dönüşüm Dosyasını Açıyoruz” özel haberimizde, Kapitalizm insanlığı tutsak haline getirdiğini, Yanlış poltikalar yanlış kentleşmeler oluşturulduğunu yazdık, Kentsel dönüşümü neden yapıyoruz?, Kentsel dönüşüm nasıl yapılmalı? Sorularına cevap aramıştık.
Yapacağınız her çalışmanın bir gayesi, bir hedefi olmalıdır. Söz konusu gaye ve hedef doğrultusunda planlama yapıldığında olumlu sonuç alınmaması için hiçbir sebep kalmaz.
Bir semt pazarının kurulması, semt sakinlerine taze ve ucuz ürün servis etmeye zorunludur, eğer taze ve ucuz ürün servis edemiyorsanız o pazar amacına ulaşmamış olur.
Amaç ve hedefine ulaşmayan planlamalar hizmet olmaktan çıkar, ticari bir metadan öteye gitmez. Yapacağınız çalışmayı ticari bir meta olarak planlamanızda bir sıkıntı yok, fakat bu durumda bunun adı hizmet olmaktan çıkar, ticari bir iş haline gelir.
Bu yazının içeriği kentsel dönüşüm olduğuna göre, kentsel dönüşümün de bir gayesi, ulaşacağı bir hedefi olmalıdır.
Kentsel dönüşümün mimari konumunu uzmanlarına bırakacağız elbette.
Fakat kentsel dönüşüm sadece mimari projeye kabil bir olay değildir.
Kentsel dönüşümün ekonomik olduğu kadar sosyokültürel boyutu da düşünülmelidir.
Bu yazımızda kısmen mimari fikrimizi ortaya koyacak olsak bile asıl ortaya koyacağımız ana tema sosyokültürel boyut üzerine olacaktır.
KAPİTALİZM İNSANLIĞI TUTSAK HALİNE GETİRDİ
İnsanlığı para tutsağı yapan kapitalizm, insanı, yaratılış fıtratı olan doğal yaşantısından uzaklaştırdı, kitlesel yapı haline getirdi. Bu kitlesel yapı geniş alanlarda rahatça yaşamak yerine kentsel oluşumlar meydana getirdi.
Kapitalizmin sonucunda dünya hızla kentsel yığınaklar haline geldi. Para tutsağı olan insanlık geçim endişesiyle yurtlarını terk edip kentsel oluşumlarda yer almaya başladı. Hızlı gelişen kentsel oluşumlar yanlış yapılaşmaları da beraberinde getirdi.
YANLIŞ POLTİKALAR YANLIŞ KENTLEŞME OLUŞTURDU
Tüm dünyada insanlığın yaşadığı bu para tutsaklığı ve kentsel oluşum, haliyle Türkiye’ye de yansıdı.
Dünya idaresini eline alan kapitalist sistemin Türkiye gibi mazisi köklü ülkelere yansıması farklı oldu. Farklı fraksiyonlarla oluşturdukları ekonomik düzen politikaları olumsuz sonuçlar doğurdu. Kendileri dışında kalan ülkeler topluluğunu bile yanlış bir şekilde isimlendirdiler: “Gelişmekte Olan Ülkeler” veya “Üçüncü Dünya Ülkeleri”. Oysaki bunlar arasında saydıkları Türkiye medeniyet üretmiş büyük devletlerden biridir.
Türkiye’yi yönetenler, isminin yanlış konulduğu sistemin tuzağına düşüp bilerek veya bilmeyerek yanlış politikalar ürettiler. Türk toplumunun kültür değerlerine bağlı, ziraat-sanayi-ticaret üçgenini dengeli ve doğru yönetemediler.
Ülkenin coğrafi konumu gereği ziraat ve hayvancılığın güçlü olduğu gerçeğini göz ardı ettiler. Sanayiyi bölgesel çapta membaında oluşturarak ziraat-hayvancılık-sanayi-ticaret dörtgenini doğru dengelemek yerine, sanayileşmeyi kitlesel hale dönüştürüp kent nüfuslarını yoğunlaştırdılar.
Bu sanayi politikası sonucunda istihdam kent merkezlerinde yoğunlaştı. Böylelikle Anadolu’nun verimli topraklarında yaşayan insanlar, doğdukları ata topraklarını terk edip suni yollarla oluşturulan kentlere düzensiz şekilde göç ettirilmek zorunda kaldı.
Bu düzensiz göç zorunluluğu önce gecekondu denilen derme çatma evlerin oluşmasına, sonra bireysel az katlı yapılara, daha sonra da yüksek katlı sitelere dönüştü.
Bu düzensiz göç kontrolsüz bir yapılaşma ve düzensiz yaşam alanları meydana getirdi.
Bu düzensiz yaşam alanları ve kontrolsüz yapılaşma, yeniden düzenli yapılaşmayı ve yaşam alanı oluşturmayı zorunlu hale getirmiş oldu.
Bunun adına da “kentsel dönüşüm” denildi.
“Kentsel dönüşüm” bir devlet politikası haline getirilip istihdamla beraber geniş coğrafyamızda, verimli topraklarımızda uygulama alanı bulan bir planlamaya dönüştürülebilirse, toplumsal değerleri yok etmeden, mahalle kültürünü yaşatacak şekilde yapılırsa işte o zaman asıl amaç ve hedefine ulaşmış olacaktır.
YANLIŞ KENT OLUŞUMU DURDURULMALI
Yanlış kentsel oluşumu durdurulmalı. Yanlış politkalarla oluşan kentler yeniden planlanmalı. Ülkemizin vazgeçilmezi tarım ve hayvancılıktan uzaklaşılmamalı. Sanayi, Ticaret, Tarım ve hayvancılık dörtgeninde ülke genelinde yapılacak çalışmayla istihdam alanlara yayılması sağlanmalı. Oluşan büyük kentlerin yükü azaltılmalı.
Bu politka merkezi hükümet ve yerel yönetimlerin enteğre olmasıyla mümkün olur. Müteşebbislere sağlanacak kontrollü destekle ve küçük üreticilere organizeli oluşumlarla istihdamın ülke sathına yayılması sağlanabilir.
Nasıl ki, insanlar bulundukları yerde istihdam olmadığı için uzun yıllar içinde istihdam göçü zorunlu olmuş ise geri dönüş göçüde bir süreç içinde, geri dönüş sağlanacaktır.
KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ NEDEN YAPIYORUZ?
Kentsel dönüşümün bir gayesi olmalı, hizmet odaklı ulaşacağı bir hedefi olmalıdır.
Kentsel dönüşümün gayesi, insanlara yaşanılabilir bir konut, park, şehir, yani kısacası sosyal yaşam alanı oluşturmak olmalıdır. Kentsel dönüşümün gayesi müteahhitlik ticareti olmamalıdır. Kentsel dönüşüm planlaması yaşanılabilir bir alana ve mekâna endeksli değil de müteahhitlik ticareti olursa amacına ulaşmamış olur.
Kentsel dönüşümün amacını ve hedefini anlamak için “Kentsel dönüşümü neden yapıyoruz?” sorusunun cevabını vermek gerekir.
ALAN BAZLI ÇALIŞMA, ADA BAZLI PLANLAMA
Kentsel dönüşüm yeni bir kent oluşması için yapılmalı. Yeni bir kent olabilmesi için alan bazlı çalışma yapılması, ada bazlı plan yapılması gerekir.
Eğer alan bazlı çalışma yapılmaz, ada bazlı planlanmazsa doğru bir kentleşme olmaz.
KENTSEL DÖNÜŞÜM NASIL YAPILMALI?
Kentsel dönüşüm bir çok il ve ilçe merkezinde yapılmaya çalışıldı.
Kentsel dönüşüm yapılan yerlerin bir çoğunda metazori kullanıldığı biliniyor.
Konuta dönüştürülecek kişilere, “Binanız yenilenecek, değer kazanacak” gibi ifadelerle ikna edilmeye çalışıldı.
Kentsel dönüşümde öncelik sadece bina yenilemek ve konutlara değer kazandırmak olmamalıdır.
YEREL UNSURLAR DEVREYE SOKULMALI
Kentsel dönüşüm yapılması gereken il veya ilçe, yeni bir şehirleşme olacağı için mahalle sınırları gözetilmeden alan bazlı çalışılmalı, ada bazlı planla müstakil adalar ortaya çıkarılmalıdır.
Alan bazlı çalışma yapılırken alan imara kapatılacağı, bireysel parsel bazlı yapıma izin verilmeyeceği için yerel müteahhitlik hizmeti veren firmaların işleri duracaktır.
Büyük firmalar yerine:
KONUT, SOSYAL ALAN VE İSTİHDAM ÜÇGENİ
Şu an yapılmaya çalışılan ve yapılan kentsel dönüşümlerde konut ön planda, fakat istihdam düşünülmüyor. Aslında İstanbul gibi bir megapolün ilçelerinde konut, sosyal alan ve istihdam dengeli olarak planlanmalıdır. Kentin tüm ilçeleri konut olarak planlandığı zaman, istihdam olanakları uzak mesafelere taşınmak zorunda kalır.
Küçük sanayi merkezleri istihdamın olduğu yerlerdir. Bu merkezlerle konut bölgeleri arasında bariz uzaklıklar olmamalı, bunlar şehir içinde ayrılmış bölümlerde olmalıdır.
Bayrampaşa özelinde düşünecek olursak, şehrin şimdiki konumu iyileştirmek suretiyle muhafaza edilmelidir.
ÖZELİNDE ÇALIŞILAN ALAN
Bayrampaşa özelinde seçtiğimiz alan, Uygur caddesi, Esenler Caddesi, Abdi İpekçi Caddesi ve Avrupa oto yolu arasıdır çalışma yaptık.
Özel çalışmamızın ayrıtıları bizde saklı kalmak kaydıyla.