Şubat 2025 meclisi 1. Oturumunda gündem dışı söz alan AK Parti Meclis Üyesi Zülal Efe, 28 Şubat: “Dini değerleri önceleyen kesimleri hedef alan başörtüsü yasaklarının, İmam Hatip liselerine yönelik katsayı değişikliğiyle öğrencilerin Üniversiteye girişinin zorlaştırılmasının, muhafazakar insanların üzerindeki baskı ve engellenmelerin maksimum düzeyde uygulandığı demokrasiye, milletin iradesine, temel hak ve özgürlüklere vurulmuş bir darbe.” Olduğunu söyledi.
Zülal Efe: “Şubat ayı meclisimizin tüm milletimize hayırlar getirmesini, aynı zamanda bereket ayı olarak adlandırılan Şaban ayının faziletinden en verimli şekilde yararlanabilmeyi ve Ramazan ayımıza da afiyetle kavuşmayı rabbimden niyaz ederim. Bu vesileyle beraat kandilimiz de mübarek olsun diyorum. Tahmin edebileceğiniz üzere tarihimizde kara bir leke olarak yer eden 28 Şubat'ı hatırlatmak için söz almış bulunuyorum.” Diyerek başladığı konuşmasına şöyle devam etti.
“Dini değerleri önceleyen kesimleri hedef alan başörtüsü yasaklarının, İmam Hatip liselerine yönelik katsayı değişikliğiyle öğrencilerin Üniversiteye girişinin zorlaştırılmasının, muhafazakar insanların üzerindeki baskı ve engellenmelerin maksimum düzeyde uygulandığı demokrasiye, milletin iradesine, temel hak ve özgürlüklere vurulmuş bir darbe.
28 Şubat sürecini başörtüsüne yönelik ayrımcılığın, en yüksek gerilimle hissedildiği ve tarihe utanç vesikası olarak geçen karanlık dönemlerden biri olarak adlandırabiliriz. Sözde eşitlik savunucularının, kadın hakları söylemini çoğu zaman ideolojik bir zemine çekenlerin bu dönemde sergilediği tutum, tüm vatandaşlar tarafından açıkça bilinmektedir.
AK Parti iktidarı, 28 Şubat'ın bıraktığı yaraları sarmış, milletin hak ve özgürlüklerini genişletmiş, vesayet sistemini ortadan kaldırmıştır. Başörtüsü yasağı kaldırılmış, İmam Hatipler üzerindeki adaletsizlik giderilmiş, halkın iradesine yönelik her türlü müdahalenin karşısında kararlı bir duruş sergilenmiştir.
2008 yılında anayasa değişikliği hamlesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Milli Eğitim Komisyonuna yükseköğretim kanunu ek 17. madde teklifi gönderilmiş, "yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak kaydı ile yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir. hiç kimse başının örtülü olması sebebiyle yüksek öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz ve bu yönde uygulama ve düzenleme yapılamaz. Ancak başın örtülmesi, kişinin yüzü açık ve kimliğinin tanınmasına imkan verecek ve çene altından bağlanacak şekilde olması gerekir." Denilmiştir.
CHP Teklif edilen değişikliği "Anayasa'nın başlangıç bölümüne ve laiklik ilkesine aykırı olduğu" gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne taşıyarak yürürlüğü durdurttu ve ardından iptal ettirdi.”
CİNSİYET VEYA CİNSEL YÖNELİME DAYALI AYRIMCILIĞI MARİFETMİŞ GİBİ ÖVÜNENLER
“Cinsiyet eşitliği kılıfıyla kamufle edilen cinsiyet veya cinsel yönelime dayalı ayrımcılığın yasaklanmasını dayatanlar bir de bunu marifetmiş gibi övünerek anlatanlar masum göründüklerini zannetmesinler.” Diyen Zülal Efe: “Ben merak ediyorum. Benim başörtümle alıp veremediğiniz nedir?
Laiklik kelimesinin arkasına sığınmayı da artık bir kenara bırakın.
Benim bildiğim laiklik: genel ve klasikleşmiş tanımlaması ile din ve dünya işlerini birbirinden ayırmak, toplumu din kuralları ile değil, meclislerin düzenlediği yasalarla yönetmek, dini duyguları, inancı ve ibadeti, halkın özgür vicdanına bırakmaktır. Kelime anlamında dini duyguları, inancı ve ibadeti halkın özgür vicdanına bırakmaktır cümlesini barındıran bu kelimeyi bile siyasallaştırıp her ortamda dile getirenler eşitlik ve özgürlük savunucusuymuş gibi davranmasın.
Başörtüsü var diye üniversite kapılarından giremeyen, ikna odalarında başörtüsünü çıkartması için zorlanan, eğitim hakkından mahrum kalan kıymetli kız kardeşlerimizin, İmam Hatip liseleri çıkışlı olduğu için üniversiteye girişlerinin zorlaştırılan gençlerimizin, suçu neydi?
Başörtüsü var diye meclisten milletvekillerini atan zihniyetin savunucuları, bu yapılana kefil olanlarla aynı ortamda nefes almaktan bile haya ediyorum. Nisan ayından itibaren tüm oturumlarımızda kadınlarımızı anacağız, haklarını savunacağız, onları özgürleştireceğiz diyenler, kadın haklarını sadece ve sadece seküler bir eşitlik anlayışı çerçevesinde ele alırken meclise getirdikleri tekliflerle de cinsiyet eşitliği kılıfıyla kamufle edilen cinsiyet veya cinsel yönelime dayalı ayrımcılığın yasaklanmasını dayatanlar bir de bunu marifetmiş gibi övünerek anlatanlar masum göründüklerini zannetmesinler.” Dedi.
İstanbul
24.06.2025