Saadet Partisi Bayrampaşa İlçe Başkanı Hüseyin Gülsümer; “Bayrampaşa’mız da hemşerilerinin iradesine katkısına etkisini katılımına, talep hak ve beklentilerine duyarlı bir yönetim anlayışı, olduğunu söylemek mümkün değildir” dedi.
Bayrampaşa’mızın yerel meseleleri ve çözüm önerilerini konuşacağımız böylesine kıymetli bir programı hazırlayan Bayrampaşa Gündem Gazetesi Sahibi Mehmet Ceylan Beye ve programın hazırlanmasında emeği geçen çalışma arkadaşlarıma şahsım ve teşkilatım adına teşekkürlerimi, şükranlarımı arz ediyorum.
Özellikle dünyada ve ülkemizde insanımızı ve insanlığı tehdit eden, mağdur eden önemli siyasi, ekonomik, toplumsal gelişmelerin yaşandığı ve insanımızın gelir ve umudu için yeni bir anlayış, bir çıkış yolu aradığı böyle bir süreçte bir araya gelebilmenin, konuşabilmenin empati kurabilmenin çok değerli olduğunu vurgulamak istiyorum. İnsan olma vasfını da insanca yaşama hakkını da öncelikle her yerden daha fazla mahallesinde, beldesinde ilçesinde yaşamalıdır. Bizim siyasi anlayışımıza göre hiç kimseye ayrım yapmayan, ayrıcalık sağlamaya, adaletin temin ve eşitliğin temsil edildiği insani medeni, ahlak, ilim, hakiki düzen olmalı. Doğumdan ölüme, düğüne cenazeye, iyiden güzele doğrudan hakikate insan hayatının içinde taleplerinin, beklentilerinin, hallerinin ve eylemlerin çoğu yaşadığı, gördüğü, anladığı kavradığını kendini yönetmek sanattır. Bugün ne yazık ki Bayrampaşa’mız da hemşerilerinin iradesine katkısına etkisini katılımına, talep hak ve beklentilerine duyarlı bir yönetim anlayışı, olduğunu söylemek mümkün değildir.
Bugün Türkiye'nin genel yönetiminde de benzer bir bakış açısı, ben bilirim, ben yönetirim bencilliğini sergileyen, güçlü yönetim, kudretli yönetici olarak gövde gösteren insan ve insan dışı yerel yönetimler ve yöneticiler hiç de az değildir.
BAYRAMPAŞA’YI BAYRAMPAŞA’LAR YÖNETMİYOR
Bayrampaşa yönetmek Bayrampaşalı ile hizmet etmek yerine, Bayrampaşa'nın insanlarının yönetmediği, kendi bakışına hizmet etmeyi görev, yetki ve sorumluluk olarak tanımlayanlar var. İdare etmek, istişare etmeyi, istişare etmek ise sorumluluk üstlenmeyi ve her sese kulak ve her söze değer vermeyi gerektirir. Yönetmek en kötü ve en yanlış öneriye bile önem vermek, kötüye tevessül ve tenezzül etmemek, doğruyu ve güzeli taahhüt etmekle iyi niyet ve gayreti göstermektir. İyi yönetici kendisinin yönetilmesine yönlendirmesine izin veren her şeyi bilmesinin mümkün ve her şeyi kendisinin yapmasının doğru olmadığını görenlerdir.
Biz yönetmene erişimin kolay seçenekleri de tema seçenekleri ile temasını sürekli, yönetimin taktı ve takımın katılımı rutin olduğu siyaseti erdem görüyoruz. Ne yapılacağına, neyin yapılacağına, ne zaman yapılacağına, ne kadar ve nerede yapılacağına dair soruların cevaplarını sadece seçilenlerin verdiğinde yönetmen değil dayatma söz konusudur. Biz işte tam burada sırf bu sebepten Bayrampaşa gündem Gazetesi'nin ortaya koymuş olduğu bu katılımcı istişareye açık sorumluluk duyan çözüm öneren “Bayrampaşa konuşuyor” çalışmasını ve çabasını değer görüyoruz.
BUGÜN NASIL BİR BAYRAMPAŞA'DA YAŞIYORUZ?
Bu sorunların hepsini biliyoruz. Bayrampaşa ile ilgili olan sorunların hepsini görüyoruz, yaşıyoruz. Bununla ilgili insan merkezli olan inancımızı, değerlerimizi, hukuku, adaleti, ahlakı, vicdanı merkezi olan makul uygulanabilir, sürdürülebilir çözümlerimizin olduğunu ifade etmek istiyorum. Daha sonra yapılacak geniş bir programda daha detaylı olarak bunları da konuşma fırsatı bulacağımızı ümit ediyorum.
Temel soru şöyle olmalıdır, bugün nasıl bir Bayrampaşa'da yaşıyoruz ve gelecekte nasıl bir Bayrampaşa’da yaşamak istiyoruz?
Biz Saadet Partisi olarak insanların özgür iradesine bırakıldığı yaşamayı tercih edeceği kadar insanı olan hakkın ve hukukun üstün tutulduğu işleri adaletin çerçevesinde yürütüldüğü kimsenin haksızlığa uğrayan, uğrayacağına dair endişe taşımadan yaşanacağı bir Bayrampaşa hayal ediyoruz.
Mutlu insanların yaşadığı çocukların geleceğe umutla bakabilmeyi, gençlerin işsiz kalmadığı, babaların akşama eve ne götürürüm, annelerin ise akşama ne pişirsem diye endişe etmediği, insanların yaşam endişelerinin olmadığını, kutuplaşmanın ötekileştirmenin kol gezmediği insan onur ve haysiyetini yüceltildiği yaşanabilir bir Türkiye hayal ediyor ve bunun için çalıştığımızı vurgulamak istiyorum.
İstanbul
31.10.2024