Tarih: 26.11.2021 10:23

7 - HER DÖNEMİN TARTIŞMASIZ KRİZİ EKONOMİ

Facebook Twitter Linked-in

KONTROLSÜZ YAPILANMA VE UYGULAMA

Türkiye ekonomisinde 1980 öncesi daha çok korumacılığa ve yerli üretimin ithal ürünlerin yerine ikamesinin sağlanması hedeflenirken, 1980 sonrasında liberal politikalarla rekabete açık bir ekonomik yapıyla etkinlik, verimlilik artışı ve teşviklerle dış ticaretin artırılması, kalkınmanın sağlanması hedeflendi. 

Fakat bu hedeflenen ihracat kaynaklarının nasıl oluşacağı pek düşünülmedi. Yabancı üretici veya satıcıyla yerli üretici ve satıcı rekabete sokuldu. Gerek hammaddesinde yüksek maliyet, gerekse vergi sistemindeki yanlışlıklar yabancı üretici ve satıcıyla rekabetin faturasını yerli üretici ve satıcılar ödedi. Bir çok kuruluş bu rekabet karşısında tutunamadı kepenk kapatmak zorunda kaldı iflaslar yaşandı.

1980 sonrası iktidar olacak, ülkeye Başbakan ve Cumhurbaşkanı olacak Turgut Özal'ın mimarı olduğu ve "24 Ocak Kararları" olarak nitelendirilen tedbirler, ekonomik hükümet politikasının kontrolu dışında dış rekabete ve dış yatırımlara ağırlık verecek şekilde yeniden düzenlenmesine dayandığı belirtildi. Bunun için kendi kendine yeterlilik düzeyine erişmek için koruma duvarlarının arkasında yerel endüstrilerin hızla gelişmesini öngören geçmiş ekonomik politikalardan kesin bir dönüş yaşandı. 

Bu kararların öne çıkan başlıkları şunlardı fakat bu kararlar faydadan çok aslında zarar verdi. Kontrolsüz yapılan ve uygulanmaya konulan bu akarlar, yerli üreticiye büyük darbe vurduğu gibi ahlaklı üreticinin önünü kesti, hileli ve meşrüiyet dışı yolların önünü açtı.

İç pazara dönük ithal ikamesi modeli yerine ihracata yönelik sanayileşme modelinin benimsendi fakat aynı zamanda ithalatın önünü de kontrolsüz aştığı için rekabet gücü olmayan yerli üretici zaafiyete uğradı, ithal ürünler piyasayı ele geçirdi.

Aşırı değerlenmiş döviz kuru yerine gerçekçi kur politikasının benimsenmesi ve bunu sağlamak için radikal devalüasyonlardan kaçınılması öngörüldü ama zaman içinde kontrolden çıkan döviz kuru devalüasyonların önünü açtı.

DÖVİZ + FAİZ+KUMAR SİSTEMİ

24 Ocak Kararlarında ki, faiz hadlerini devletin değil, piyasadaki fon arz ve talebinin belirlemesi, yüksek faizin yanı sıra sınırlı para kredi politikasının da iç talebi, dolayısıyla enflasyonu denetleyici bir araç olarak kullanılması olarak ortaya çıkan sistem aslında tam tersini ortaya konuldu. Devlet olarak ekonomi döviz+faiz+kumar sistemli bir yapıya büründü. Hem dövizde hem de faizde kontrol kaybedildiği için devlet tamamen faiz ve döviz denizinde boğuldu.

DÜŞEN ALIM GÜCÜ YOKSULLAŞAN VATANDAŞ

Fiyat denetimlerinin mümkün mertebe kaldırılması ve fiyatların arz talebe göre piyasada belirlenmesinin sağlanması gelire göre giderin ağırlığı hissedildi. Gelen zamlar yüksek seviyede olduğu için toplumda alım gücü her geçen gün zayıfladı. Serbest piyasa ekonomisiyle fiyatlar kontrol dışı her geçen gün speküla edilir hale geldi. Tüketim mallarına gelen zamlar ücretlere gelen zamlardan çok fazla olduğu için tüketici ciddi sıkıntı yaşar duruma geldi. Kontrolsüz serbest piyasa beynelmilel sermayenin uzantıları piyasayı istedikleri gibi yönlendirdi, sıkıntıya düşen küçük esnaf, emekli, emekçi ve memur kesimi yoksulluk sınırı, hatta açlık sınırı altına düştü.

Kamu kesimince üretilen temel mallarda sübvansiyonların kaldırılması ya da azaltılması böylece bu mallarda hatırı sayılır zamların çekinmeden yapılması serbest piyasa fiyatlandırma sisteminin de devreye girmesiyle hayatın ucuzlatılması gerekirken pahalılık hep ön pilana çıktı. 

Aslında burada ekonominin ülke açısından faydalı gibi görünmesine rağmen milletin üstüne kara basan gibi çöken bir ekonomi modelinin de başlandığı dönem oldu. Vatandaşın büyüyen rakamlarla gözü boyandı ama alım gücünün düşmesiyle gelecekte ciddi sıkıntıların eşiğinde olduğu gösterilmedi.

KİT’LERİ YOK ETME PLANI

KİT reformu yapılarak bu kuruluşların karsız istihdam depoları olmaktan kurtarılması planlandı. Aslında yanlış olanı düzeltmek yerine kolay olan kapatılma veya satılması planlandı. İleriki zamanda KİT malları nasıl beşi üç kuruşa satıldığı görülecek.

Bir yandan kamu harcamaları kısılırken, diğer yandan kapsamlı bir vergi reformuyla bütçe denkliğinin sağlanması planı doğru bir yaklaşım gibi görünmesine rağmen hiç de öyle olmayacağı belliydi. Kamu harcamalarını kısıtlamak doğru bir karar ama kapsamlı vergi, vergi baskısı ve korkusu zaman içinde vatandaş üstünde özellikle de küçük müteşebbis üstünde bariz şekilde belirdi. Vergi yükü küçük müteşebbisi korkuttu. Kapsamlı vergi artırımı zaman içinde yanlış gidişatın da yolunu açtı. Bu yapılan vergi sistemi çal, kaçır, kayıt dışına çık dercesine vatandaşı merdiven altı yapılaşmaya ve kaçırmaya teşvik etti. Aynı zamanda ağır vergiler vatandaşa büyük yük oldu gider ve borç yükünü attırdı.

YABANCI SERMAYE SÖMÜRGESİ

Adnan Menderes’li Demokrat Parti zamanında başlayan yabancı sermaye hevesi Turgut Özal döneminde hızlandı.  Yabancı sermayeyi özendirmek için yeni önlemler alınması, bu arada devlet tekelindeki kimi üretim alanlarının da yerli ve yabancı özel sermayeye açılması da 24 Ocak kararları içinde yer aldı.

Bu kararların hepsi doğru gibi görülmesine rağmen ekonomik yapıda dengesizliği de beraberinde getirdi. Güçler savaşına dönüştü. Güçlü olanlar gücü olmayanları ezdi. Siyasetin de bulaştığı ekonomik yapı birilerini ciddi zengin ederken diğer tarafta yoksullaşan bir halkla karşı karşıya kalındı. 

Misaller verecek olursak, ihracata dayalı bir ekonomi denilmesine rağmen ihracat ahlaksızlığının önünü açtı, yabancı firmalarla yarış halinde olamayan firmalar kapılarını kapatırken, ihracatın ahlaksız yanlarıyla devleti ciddi dolandırmalar oldu. 

Serbest piyasa diyerek yapılan rekabet savaşından da güçlü galip çıkınca gücü olmayan üretici veya tüccar ağır faturalar ödemek zorunda kaldı. 

Güçleri eline geçiren yabancı sermaye ve uzantıları bir taraftan ülke ekonomisini sömürmeye başladı diğer taraftan eline aldığı güç sayesinde piyasalarla bir oyuncak gibi oynamaya başladı. İstediği gibi ekonomiye ayar çekti, yerli üretime ciddi darbe vururken vatandaşa da büyük sıkıntılar verdi. Özellikle küçük üretici ve tüccarı büyük sekteye uğrattı.

Not; Bu konuda bizimle bilgi belge paylaşmak isteyen dostların vereceği destek için şimdiden teşekkür ederim....

mceylan4262@gmail.com

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —