5 - HER DÖNEMİN TARTIŞMASIZ KRİZİ EKONOMİ
Tarih: 18.04.2021 13:07

5 - HER DÖNEMİN TARTIŞMASIZ KRİZİ EKONOMİ

Bütün zamanların ve her dönemin tartışmasız krizi ekonomidir.

VESAYET ALTINDA KURULAN HÜKÜMETLER

1960 ile 1980 arasını ekonomiden çok siyasi olaylarıyla değerlendirmek gerekir. Darbelerin, muhtıraların, kardeş kavgasının, ülkeyi kutuplaştırma, bölme siyasetinin yaşandığı aynı zamanda önemli gelişmelerinde yaşandığı bir dönem olarak yerini aldı tarih sayfasında. 

1960’lı ve 1970’lı yıllar Türkiye’si tarihin en kirli, en karanlık dönemlerinden, bir dönemdir. 1960 darbesi ve sonrasında gelişen olaylar, Başbakan ve bakanların idamı Türkiye Cumhuriyeti tarihine bir kara leke olarak yazıldı.

1950’li Adnan Menderes’li Demokrat Parti döneminin sonlarına doğru, yapılan yanlış politikalar sonrası elbette ülkenin gidişatı kötüye gitmeye başlamıştı ama bunun çaresi darbe değildi. Hele bu darbe Türk ordusunun eliyle yapılması, hatta ordu komuta kademesinin değil, ordu içine yerleştirilmiş bir cunta tarafından yapılması daha da vahim bir durumdu.

Demokrasilerde partiler kurulur, seçimler yapılır, kazanan parti hükümet olur ülkeyi idare eder. Eğer o hükümet doğru işler yapmıyorsa bu hükümeti değiştirme şekli darbe, muhtıra değildir. Hükümeti değiştirme şekli milli iradenin hakim olduğu demokratik seçimlerdir. Elbette görüşler açıklanabilir, eleştiriler yapılabilir, demokratik uyarılar yapılabilir, meşru zeminde mücadele edilir, fakat gayrimeşru bir şekilde muhtıra veya darbe yapılması demokrasi dışı bir yoldur. Her muhtıra ve darbe ülkenin gelişmesine vurulan bir adrbedir.

İşte 1960 Türkiye’sinde iktidar değiştirme sistemi, meşru olmayan bir yol izlendi, ordu içine çöreklenmiş Cunta darbesiyle Demokrat Parti hükümeti düşürüldü. 27 Mayıs 1960 günü Alpaslan Türkeş’in tok sesiyle okunan Milli Birlik Komitesi bildirisiyle o kara dönem başlamış oldu.

Evet ülkenin durumu iyi değildi, bir çok konuda sıkıntılı bir dönem yaşıyordu ama yol bu değildi. Cunta kendi genel kurmay Başkanını, bağlı bulunduğu başbakan ve bakanları etkisiz hale getirdi. Bu darbe sonrası bir başbakan ve iki bakan dahil idamlar tarih sayfasına kara bir zaman dilimi olarak katıldı.

1960 darbesi Cemal Gürsel’in Başkanlığında oluşan Milli Birlik Komitesi daha sonra MHP Genel Başkanı olacak olan Alpaslan Türkeş’inde içinde bulunduğu 38 kişiden oluştu. 

Milli Birlik Komitesinin 38 üyesi bir trafik kazası vefatının ardından 37’ye düştü. 37 kişi içinde demokratik hayata dönülmesine karşı çıkan, ordunun yönetimde kalmasını ısrar eden Alpaslan Türkeş’in de içinde bulunduğu 14 üye görevli bahanesiyle yurt dışına gönderilerek tasfiye edildi. 

Hazırlanan yeni anayasanın 9 Temmuz 1961'de kabulü ile 15 Ekim 1961'de yapılan genel seçimlerden sonra seçilen milletvekilleri ile kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi 25 Ekim 1961'de toplanarak askeri yönetime, dolayısıyla Milli Birlik Komitesi'ne son verdi. Ancak Milli Birlik Komitesi üyeleri, yeni anayasa gereği kurulan Cumhuriyet Senatosu'nun kayd-ı hayat şartıyla "tabii üye"leri oldu.

Milli Birlik Komitesi döneminin ekonomisi geçiş dönemini kapsadığı için köklü bir ekonomi politikası ortaya koymadı. 

Demokrat Parti zamanında müzminleşen ekonomi sorunları ve bütçe açığı vardı. Bu sorunlar çözülemez durumdaydı.

Darbe sonrası Milli Birlik Komitesi tarafından oluşturulan sivil hükümetin Maliye Bakanı Ekrem Alican ekonominin sorunlarını radyo konuşmasında; “Müzminleşmiş bütçe açıklarından, iktisadi devlet te­şebbüslerinin ve devlet bütçesinin Merkez Bankası tarafından finansmanı yoluyla artan emisyonun enflasyonist sonuçlarından, iç ve dış borçların yükünden ve dış ticaret zorlukları, milli paranın değeri gibi ekonomik sorunlardan söz etmiştir. Alican sıraladığı bu sorunların kaynağını ekonominin plansız ve liberal bir anlayış ile yönetilmesine bağlamıştır. (Milliyet Gazetesi: 18 Haziran 1960)

Milli Birlik Komitesi, darbe hükümetinin ekonomi politikası esasları, 1958 yılı istikrar progra­mında ekonominin içine düştüğü sıkıntılardan kurtarılması için önerilen istikrar programını uygulamaya çalıştı.

KISA ÖMÜRLÜ İKTİDARLAR DÖNEMİ

15 Ekim 1961 seçimleri sonrası Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 1. Parti çıkmasına rağmen tek başına hükümet kuramıyordu. Koalisyonların kapısı açıldı. Darbeci vesayetin de baskısı sivil siyasetin önünü tıkıyordu. Bu seçimlerde CHP dışında DP’nin yerine kurulan partilere hükümet olma imkanı verilmek istenmiyordu. Onun için CHP üç kez koalisyon hükümeti kurmak zorunda kaldı. 

CHP, toplam 450 üye bulunan Meclis’te, 173 milletvekilliği elde etmişti; onu Adalet Partisi (AP) izliyordu. AP’nin oy oranı da yine % 35’e yakındı. Yani neredeyse birinci parti kadar oy toplamıştı. Milletvekili sayısı ise, 158 idi. Üçüncü parti olan Yeni Türkiye Partisi (YTP) 65 üyelik elde etmişti. Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) ise, 54 üyelik kazandı.

1961 ile 1965 arası 3 kez CHP 1 kez de AP koalisyonu hükümetleri kuruldu, hiç biride uzun soluklu olmadı. Kısa soluklu iktidarlar döneminde de ekonomik atılımların olması çok kolay görünmüyor. Bu dönemlerde mevcudiyeti korumak en kolay yoldur.

Bu dönemde kurulan koalisyon hükümetlerinde genel olarak, hükümet programında, kamu mâliyesi alanında devlet bütçesinden başlaya­rak özel idare ve belediye bütçelerinde tasarrufa gidileceği, bütçe samimiyeti ve denkliğinin sağlanacağı ifade edilmektedir. Bütçe açıklarının ve KİT'lerin fi­nansman gereklerinin Merkez Bankası tarafından emisyon yoluyla karşılanması uygulamasına son verilmesi, finansmanın sağlam mali kaynaklara dayandırılması gereği de önemle vurgulanıyordu.

Devlet Başkanı Cemal Gürsel’in “Merkez Bankası gerektiğinde hükümete hayır diyebilmelidir” sözü de o günlerde ekonomiye girmiş bir talimatı olarak kalmıştır.

1965 seçimleri öncesi Adalet Partisinde de büyük bir değişiklik olacaktı. 1964 yalında yapılan kongrede herkes Sadettin Bilgiç’i genel başkan beklerken Süleyman Demirel seçilmişti.

Bu dönemde ülkede, özellikle de siyasal alanda, 27 Mayıs darbesinin tesiri, Askerlerin siyaset üzerinde vesayeti ağır basmaktadır. AP’nin liderliğine soyunan adayların, dolaylı veya dolaysız, vesayetin onayını da alması gerekmekteydi. Ortamı daha iyi idare eden ve yaşantısı gereği Süleyman Demirel bu açıdan daha şanslıdır. Vesayet Sadettin Bilgiç’e göre Demirel’i daha uygun bulmuştur. Çünkü Sadettin Bilgiç hem dindar hem de DP’li bir aileden gelmektedir. Bilgiç’i dinci ve tutucu bulan vesayet, Bilgiç’in AP’nin başına geçmesi durumunda DP’nin intikamını almaya çalışacağından endişe ediyordu.

1964 Yılında yapılan AP kongresinde genel başkan seçilen Süleyman Demirel 10 Ekim 1965 seçimlerinde %52’lik bir oy potansiyeliyle tek başına hükümet olma şansını yakaladı.

BARAJLAR KRALI SÜLEYMAN DEMİREL

Tek başına hükümet olan Süleyman Demirel başbakanlığı boyunca, siyasi tartışmalardan daha çok ekonomiye ağırlık verdi. Demirel’in Başbakanlık döneminde, “özgürlük, demokrasi ve kalkınma” gibi kavramları ayrılmaz bir parça olarak kullanmıştır. 

Süleyman Demirel çok fazla tartışmalı icraatları ve söylemlere girmeden durumu idare etme politikası ortaya koymuştu. İstikrarı bozacak siyasi ve ekonomi politikalarından uzak durmaya çalışmıştı. Mesaisinin büyük bir bölümünü ekonomiye ayıran Demirel, sanayileşmeye ve tarıma ciddi önem vermişti. Ülke çapında yapımına başladığı barajlar, Demirel’i Barajlar kralı unvanına kavuşmuştu. 

DP zamanında başlayan yabancı sermaye alışkanlığı ile oluşan gelişmeler ekonomi yapılaşması Demirel zamanında da devam etmiştir. Yabancı sermaye ağırlıklı gelişmeler toplum üzerindeki etkisi sonrası israf ağırlıklı tüketim toplumu olma yolunda da bir başlangıç oldu. 

Süleyman Demirel hükümetinin istikrarı koruma, ortamı idare etme politikası oluşturmaya çalışmasına rağmen, vesayetin ağır basmasının yansıra sağ - sol diye milleti bölme politikaları, sağ - sol anarşik olayları Demirel’i zor duruma düşürmüştü. 

MUHTIRA VE TOPLUMU KUTUPLAŞTIRMA SİYASETİNİN BAŞLANGICI

12 Mart 1971 Muhtırası Demirel için ilk hükümetten düşürülmesine maruz bırakılmıştı. 

1960 ile 1980 arası ekonomiden daha çok siyasi olaylar gündemi oluşturdu. 1960’lı yılların sonlarına doğru başlayan ve 12 Eylül 1980 Darbesine kadar devam eden sağ-sol anarşik olaylar, Türkçü-Dinci, İslamcı-Laikçi, Kürtçü-Türkçü v.b topluma enjekte edilen, toplumu kutuplaştırma, bölme politikaları ekonominin önüne geçtiği gibi toplumu ekonomik sıkıntıların esiri haline getirdi. 

1971 muhtırası ile siyasi yelpazede de değişiklikler meydana geldi.

1972 yalında yapılan kongrede İsmet İnönü ile yarışa giren Bülent Ecevit CHP genel başkanı oldu. 

1969 yalında yapılan kongrede, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'nin adının değişmesi sonrası Milliyetçi Hareket Partisinin genel başkanı, 60 darbesinde darbecilerin içinde yer alan, bildirileri okuyan Alpaslan Türkeş oldu. 1970 yıllarda sonra siyasetin Türkçülük kanadını aldı.

1969 Seçimlerinde, AP’den milletvekili olmak işin kolları sıvayan, AP kabul etmediği için Konya bağımsız milletvekili seçilen Necmettin Erbakan kurduğu Milli Nizam Partisi (MNP) 1972 muhtırası sonrası kapatıldı. Necmettin Erbakan’ın kapatılan 4 partisinden ilk partisi Milli Nizam Partisi oldu. 12 Mart 1971 Muhtırası sonrası 1973 Genel seçimleri için kurulan Milli Selamet Partisi (MSP)’nin genel başkanı olarak İslamcı kanadın partisi olarak yerini aldı ve Milli Görüş Hareketinin de temelini atmış oldu.

Bu dönemde bir kesimden bahsetmeden geçersek haksızlık olur.

Milliyetçi muhafazakar siyasetin gençlik hareketi, Metin Toker’in deyimiyle “Sağın Dev Genci” Aykut Edebali liderliğinde Mücadele Birliği (MB) diğer adıyla Yeniden Milli Mücadele (YMM) Hareketi, sağ kesimde 1960 ve 1970’li yıllara damgasını vuran bir teşkilattır. Sağ-Sol anarşik olaylarının bir kardeş kavgasıdır diyerek olaylardan mümkün olduğunca uzak duran, ilmi ve kültürel çalışmalar yapan bir fikir hareketi olarak, ülke meşelerine çözümler üretmiş, öneriler sunmuş gündem oluşturmuştur bir gençlik hareketidir.

KIPRIS ZAFERİ VE AMBARGO KISKACI

1971 muhtırası sonrası 1973 yılında yapılan ilk genel seçimlerinde tek başına iktidar çıkmadı.  Türk siyaseti yeniden koalisyonlu dönemlerin de başlangıcı oldu. 1973 seçimlerinde 1. Parti olan Bülent Ecevit’li CHP ile 3. Parti olan Necmettin Erbakan’lı MSP koalisyonu hükümeti kuruldu.

Kısa süren CHP - MSP koalisyonun en büyük zaferi Kıbrıs Barış Harekatı oldu.

Necmettin Erbakan’ın ağır sanayi ve fabrikalaşma harekâtı o dönemin bayağı akıllarda kalan gelişmesiydi. Birçok yerde fabrika temelleri atıldı. Bunlardan bazıları ilerleyen zamanda atıl hale gelse veya temelden öteye gitmese de yapılan fabrikalar zaman içinde üretime geçip, istihdama büyük fayda sağladı. 

Erbakan’ın fabrikalaşma harekâtı aynı zamanda bir örnek olarak ülke sathına yayılma sağlayacak şekilde bir projeydi, fakat sonrasında gelen iktidarlar bunu devam ettirmedi, toplumu büyükşehirlerde toplamaya yöneldi.

Kısa süren CHP - MSP koalisyonu sonrası kısa süreli MC hükümetleri ve 1977 seçimleri sonrası kısa süreli hükümetler Sağ-Sol anarşik olaylarla uğraşırken ekonomiyle uğraşma imkanı bulamadılar denirse yanlış olmaz.

1970 yıllar ülke ekonomisinin başı dertten kurtulmuyordu. 1970’li yıllar Türkiye’si anarşik olayların bir taraftan fabrikaları, atölyeleri grev bahanesiyle işgal ediyor, bir taraftan yakıp yıkmalara sahne oluyordu.

Yabancı sermayeli sanayileşme ve ekonomik politikaların en büyük darbesini Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası Türkiye’ye konulan ambargoyla yaşadı. Yabancı elinde olan üretim malları piyasaya sürülmedi ya da karaborsacılar eliyle halka sunuldu, halk yokluğa itildi. Ülkenin kendi tarımsal kaynakları bile piyasaya sürülmedi. Halk kuyruklarda saatlerce beklemeye mahkûm edildi. 

1970’li yılların hükümetlerinin özellikle 1974 sonrası, bir taraftan ekonomik ambargo, diğer taraftan anarşik olaylar elini kolunu bağladı. 

Emperyalist güçler ülkeyi tam bir cendereye sürüklemişlerdi. Türkiye’yi yöneten ve yönetmeye talip siyasiler buna seyirci kalmış, çaresizlik içinde 1980 darbesinin hazırlanmasına giden yola engel olamadı.

24 OCAK VE 12 EYLÜL 1980 DARBELERİ

Türk ekonomisi 1940 yıllar içinde başlayan, 1950’li yıllar içinde devam eden ekonomideki yanlış politikalar, 1960 darbesi sonrası vesayetin baskısı, anarşik olayların kaosu, ambargonun baskısıyla sürüklene gelen bir süreç yaşadı. Son darbeyi ise Süleyman Demirel hükümetinin izin verdiği Turgut Özal’ın projesi 24 Ocak 1980 kararları vurdu.

24 Ocak 1980 Kararları kapsamında yüzde 32,7 oranında devalüasyon yapılarak günlük kur ilanı uygulamasına gidildi, 1 dolar 47 liradan 70 liraya yükseldi, Kamu İktisadi Teşekküllerindeki uygulamaya eş olarak tarım ürünleri destekleme alımları sınırlandırıldı. KİT'lerin ürettikleri ürünlerin fiyatları artırıldı, yıl sonu enflasyonu yüzde 107,2'ye oranında gerçekleşti.

Uzun bir süre kaos yaşayan ülke; ekonomiye vurulan 24 Ocak 1980 kararları darbesi ve akabinde gelen 12 Eylül 1980 Askeri darbe Türkiye açısından çok düşünülmesi gereken bir durumdur. 

24 Ocak 1980 ve 12 Eylül 1980 Askeri darbesi sonrası gelişmeler gelecek yazılarımızda...

 

Not; Bu konuda bizimle bilgi belge paylaşmak isteyen dostların vereceği destek için şimdiden teşekkür ederim....

mceylan4262@gmail.com


Anahtar Kelimeler: DÖNEMİN TARTIŞMASIZ KRİZİ EKONOMİ
Hamza Topuz
18.04.2021 15:53:14
Teşekkür ederim istifada edindik.

BAYRAMPAŞALI MİNİKLERDEN ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ KUTLAMASI

KIZILAY BAYRAMPAŞA YARDIM KONVOYU YOLLARDA

BEYLİKDÜZÜ BELEDİYESİ’NDEN YAKACAK YARDIMI

KREDİ KARTLARINA KOMİSYON OYUNU! PARANIZI GERİ ALABİLİRSİNİZ

BAYRAMPAŞA’DA BUDANAN AĞAÇLAR EVLERİ ISITIYOR

BAŞKAN AKSU’DAN BAŞKAN MUTLU’YA ZİYARET

BAYRAMPAŞA'DA NAZLI ELMAS CİNAYETİNİN DURUŞMASI GÖRÜLDÜ

İSTANBUL TRAMVAY SEFERLERİ AKSADI

ASGARİ ÜCRET FIRSATÇILARI İLK ZAMMI YAPTI

60 YAŞINDA 60. SERGİSİNİ BEYLİKDÜZÜ’NDE AÇTI

GAZETECİNİN ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN TAKSİ ŞOFÖRÜ SERBEST BIRAKILDI

YEŞİLAY BAYRAMPAŞA GENÇLİK KOMİSYONU ÜYELERİ BAYGEMDE STANT KURDU

EYÜPSULTANLI MİNİKLERE ÇOCUK KİTAPLARI ETKİNLİĞİ

GRİP VE COVİD’İ GERİDE BIRAKTI, VAKA SAYISI ARTIYOR! KOLAYCA MUTASYONA UĞRUYOR | ‘MİDE-BAĞIRSAK SİSTEMİNİ ETKİLİYOR, ÖLÜMCÜL OLABİLİYOR’

BAŞKAN HASAN MUTLU, BU KEZ DE ÇAĞRI MERKEZİNDE ÇALIŞTI

BEYLİKDÜZÜ’NDE ÇOCUK İSTİSMARINA KARŞI FARKINDALIK EĞİTİMİ DÜZENLENDİ

EHLİYET YENİLEME TARİHİ UZATILDI

3. GELENEKSEL KUYMAK FESTİVALİ

ZABITA DENETİMLERİYLE OKULLARIMIZ GÜVENDE

Video Galeri 1

30 AĞUSTOS
Bayrampaşa Gündem Gazetesi Ordulular Derneğine Plaket taktimi
MİLLET PARTİSİ 11. OLAĞAN KURULTAYI
Evde Kal
DENİZLİ
KORONA
Tüm videolar...

Foto Galeri

SINAV NAYRAMPAŞA
MOZAİK FOLKLOR
KÜLÜPLER İFTAR SOFRASINDA BULUŞTU
BAYRAMPAŞA´DA KASTAMONU RÜZGARI
MHP BAYRAMPAŞA´YA KADINLAR
BAYRAK

İstanbul

21.11.2024

  • İMSAK 06:22
  • GÜNEŞ 07:52
  • ÖĞLE 12:55
  • İKİNDİ 15:25
  • AKŞAM 17:48
  • YATSI 19:12
  • Perşembe 18.5 ° / 10.1 ° Şiddetli yağmurlu
  • Cuma 18.3 ° / 8.7 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 17.9 ° / 5.1 ° Şiddetli yağmurlu

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 11 10 0 1 21 31
2.Fenerbahçe 11 8 1 2 18 26
3.Samsunspor 12 8 3 1 11 25
4.Eyüpspor 12 6 2 4 7 22
5.Beşiktaş 11 6 2 3 9 21
6.Göztepe 11 5 3 3 6 18
7.Sivasspor 12 5 5 2 -3 17
8.İstanbul Başakşehir 11 4 3 4 3 16
9.Kasımpaşa 12 3 4 5 -3 14
10.Konyaspor 12 4 6 2 -6 14
11.Antalyaspor 12 4 6 2 -9 14
12.Rizespor 11 4 6 1 -9 13
13.Trabzonspor 11 2 3 6 -2 12
14.Gazişehir Gaziantep 11 3 5 3 -3 12
15.Kayserispor 11 2 3 6 -5 12
16.Bodrum FK 12 3 7 2 -6 11
17.Alanyaspor 11 2 5 4 -5 10
18.Hatayspor 11 1 7 3 -8 6
19.Adana Demirspor 11 0 9 2 -16 2