Bugün bu Deniz Zaferimizin yıl dönümüdür. Emeği geçen erinden kumandasına kadar , tüm Mehmetçiklerimizin ruhu şad olsun… Bu vesileyle bir hatırat bırakan Selahaddin Adil Paşa’yı oğlu Semuh Adil’in ağzından dinleyelim :
“Babam Selahaddin Adil Paşa, savaş hayatından hiç bahsetmezdi. Öyle ki onun Çanakkale’de 18 Mart 1915 günü zaferimizle sonuçlanan deniz muharebesini idare ettiğini bile ancak yedek subaylığımı yaparken öğrendim. İnşaat Mühendisi olduğum için asteğmen olarak , Harbiye’de 1. Ordu İstanbul Askeri İnşaat ve Emlak Müdürlüğünde görevli iken, 1953 senesi 18 Mart günü diğer mühendis arkadaşlarım , Yıldız Teknik Okulu’nda 18 Mart Deniz Zaferimizle ilgili tören yapılacağını ve oraya gitmemiz için yüzbaşıdan izin almamızı önerdiler. İzin alıp gittiğimizde ise Yıldız teknik Okulu’nda babamla karşılaştım. Şaşırdım, çünkü annem ve babamla aynı evde oturuyorduk ve babam bana Yıldız’a gideceğini söylememişti. Babama :
-“ Ne için buradasınız?” diye sorduğumda :
-“Bir şeyler anlatayım diye rica ettiler. Ben de hayır diyemedim” diye cevap verdi. Salona girdik ve babam kürsüde 18 Mart’ı anlatmaya başladı. Dinledikçe hayret ediyordum. Babam hiç kendisinden
bahsetmeden 18 Mart Deniz Savaşını neredeyse dakikası dakikasına anlatıyordu. Bir aralık “babam savaş tarihini amma da iyi biliyormuş!” diye düşündüm. Konferans bitince kürsüye tanımadığım bir bey geldi. (Deniz savaşları uzmanı Abidin Dâver Bey olduğunu sonradan öğrendim) . Bu bey şöyle konuştu :
-“Selahaddin Adil Paşa 18 Mart’ı çok güzel anlattı ama kendinden hiç bahsetmedi. Sizler onun orada misafir bir izleyici veya bir gazeteci olduğunu düşünmüş olabilirsiniz. Size şunu açıklamam lazım ki ; Paşa o zaferi Kurmay Başkanı olarak hazırlayan ve o gün kumandan Cevat Paşa Kirte’ye teftişe gittiği için onun vekili olarak savaşı idare edip zaferi kazanan şahıstır.”
Bu sözler üzerine diğer dinleyicilerle beraber ben de babamın 18 Mart’taki rolünü öğrendim ve tabii ki salondakiler bu kadar mütevazi bir kahramanı olağanüstü bir şevkle alkışladılar.
“Neşv ü nemâ bulamaz düşmeyicek hâke nebât - Mütevâzı' olanı rahmet-i Rahmân büyütür.”
(Bir bitki , henüz tohum halindeyken toprağa düşmedikçe gelişip büyüyemez. Alçak gönüllü olanı Allah’ın rahmeti büyütür. )
Selahattin Adil Paşa bu tevazusuyla, cidden gönüllerde büyümüştür.
1912 de Romanya Sefaretimizde Maslahatgüzar olan Esat Cemal Paker, aynı sefarette askeri ataşe olarak birlikte olduğu Selahaddin Adil Bey’den şöyle bahseder :
“Romanya’da “o sırada Balkan Harbi çıktı. Askeri ataşemiz Selahattin (Adil) Bey, bir an evvel fırkasının başına geçip harbe iştirak etmek için sabırsızlanıyor, devamlı yazışmalarla bunu sağlamaya çalışıyordu. Nihayet olumlu cevap geldi, cevap gelir gelmez de evini , eşyasını olduğu gibi bırakıp hemen silah başına koştu.”
Yazının tamamı için tıklayın
http://bayrampasagundem.com/kose-yazilari/18_mart_ve_selahattin_adil_pasa_-803.html