Seçim analiz yazıları
Bir toplum farklılıklarıyla zenginleşir, farklılıklarıyla toplum olma özelliğini yaşatır. Elbette farklı inançta, farklı fikirde, farklı yaşamda olanlar toplumun bir gerçeğidir. Bu gerçek ortadayken toplumu düşmanlaştırmaya, ötekileştirmeye kimsenin hakkı yoktur. Elbette herkes kendi yaşamları içinde hayatlarına devam eder fakat bir başkasının yaşamına da müdahale etme hakkını vermez.
Toplumların bu farklılıkları elbette siyasi yapıya da yansıyor. Siyasi mücadele meşru zeminde olmalıdır. Her konuda olduğu gibi siyasette ahlakıyla yürümelidir. Ahlak dışı yollara baş vurmak her konuda olduğu gibi siyasette de doğru bir yol değildir.
Geçmiş dönemlerde de siyasette rekabetler olurdu, eleştiriler olurdu ama kimse kimsenin fikriyle, inanışıyla ve yaşamıyla uğraşmazdı.
Hiç bir iktidar zamanında iktidar eleştirildi diye, eleştirene vatan haini denilmezdi, hiç bir seçimde oy vermek iman konusu yapılmazdı.
Ayrı fikirde, ayrı düşüncede, ayrı dünya görüşünde olunsa bile her konuda olduğu gibi siyasette de saygı içinde, nezaket kuralları içinde hareket edilirdi, siyasi mücadeleyi centilmenlik içinde yapılırdı.
Zamanın şartlarında çok zorlukları vardı, teknolojinin nimetleri yoktu, paranın rakamları küçüktü ama ötekileştirme yoktu, korku iklimi yoktu, düşmanlaştırma yoktu ama huzur vardı, komşuluk vardı, mahalle kültürü vardı, samimiyet vardı.
SAVAŞA DEĞİL SEÇİME GİDİYOPRUZ
Şimdide Türkiye olarak bir seçime gidiyoruz. Evet her seçim gibi önemli bir seçim ama her seçim gibi önemli.
Bu seçim öyle denildiği gibi vatan hainleriyle, vatanperverler yada imanlılarla imansızlar seçimi değil, Türkiye’yi beş yıl yönetecek Cumhurbaşkanı ve parlamenterin seçimi olacak.
2015 seçimleri sonrası son derece yanlış bir söylemlerle seçimlere gider oldu ülke.
2015 seçimlerinde, 2017 referandumunda, 2018 seçimlerinde oluşan o yanlış söylemler yine söylenmeye başladı.
Bazı milletin önüne geçip cemaat imamı olan kişilerin oy vermenin iman meselesi, x partiye verilmezse iman zedelenir, bazı sözde milletin önderliğini yapanların seçimlerde x partiye oy vermek vatan hainliği, x partiye oy vermek vatanperverlik gibi ahlaka sığmayan algı söylemleri başladı.
Bu deyimler toplumu kutuplaştırmaktan ve ötekileştirmekten öteye gitmez.
Bu deyimler genel olarak iktidar partisi AK Parti veya Cumhur İttifakı lehine söyleniyor. Yüksek perdeden söylenmesi toplum içinde de yaygınlaşmasına sebep oluyor. Sanki seçime değil savaşa gidiyoruz. Toplum bu algı altına alınmaya çalışılıyor
İster iktidar partisi ve İttifakı lehine ister muhalefet partileri ve İttifakı lehine söylensin bu tip söylemler siyasi ahlaka sığmaz.
Kimsenin elinde iman ölçer yok oy kullanmayı kim iman meselesi olarak ima ederse bu siyasi ahlaka sığmaz.
Kim oy vermeyi vatan hainliği veya vatanperverlik olarak görürse bu siyasi ahlaka sığmaz.
İster hükümet, istere belediyeler imkanlarını seçim için harcıyorsa buda siyasi ahlaka sığmaz.
Ülkeyi beş yıllık yönetecek cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimine diyoruz. Elbette meşru ortamda nezaket kuralları içinde mücadele edilecek ve bir taraf seçilecek, seçilenler ülkeyi iyi veya kötü beş yıl yönetecek. Hiç kimsenin yönettiğini görmeden tukaka ilan etmenin kimseye bir faydası yok ve siyasi ahlaka da sığmaz.
O zaman her parti her ittifak yöneticileri sözlerine dikkat etmeli, oy vermenin iman konusu veya vatanperverlik, vatanseverlik söylemlerinden uzak durmalı, her parti veya ittifak projeleriyle konuşmalı, trollerine sahip olmalı toplumu düşmanlaştırmaktan vazgeçmelidir.
İşte asıl; toplumu bölmek, parçalamak, ötekileştirmek, kutuplaştırmak iman konusudur, vatan hainliğidir.
Tüm siyasi partileri, Parti yöneticilerini, siyasi parti sempatizanlarını siyasi ahlaka davet ediyoruz. Her mücadele ahlakıyla olursa bir değer kazanır.
İstanbul
24.11.2024