Eğitimci önce akla değil, kalbe girmeyi başarmalı. Çünkü kişi dinlediklerini unutur, anladıklarını daha geç ve güç hatırlar. Yaşadıkları ve hissettiklerini ise hiçbir zaman unutmaz. İşte kalıcı öğrenme de budur.
Öğretmenler eğitimin can suyudur
Eğitimci önce akla değil kalbe girmeyi başarmalı çünkü kişi dinlediklerini unutur, anladıklarını daha geç ve güç hatırlar. Yaşadıkları ve hissettiklerini ise hiçbir zaman unutmaz. İşte kalıcı öğrenme de budur. İçinde sevgi olan; eğitimi disiplinli ve eğlenceli bir şekilde, öğrencilerimizin sadece düşünen beynini değil hisseden beynini de harekete geçirecek bir eğitim modelinin benimsenmesi önemlidir. O nedenle öğretmenleri ‘eğitimin can suyu’ olarak nitelendiriyoruz.
İdeal öğretmen akla değil kalbe girer
Sınıfta duyarsın, dinlersin ve sonra unutursun. Piramidin ortalarına doğru duyduklarından anladıkların vardır. Anladıkların daha kalıcı olur ama tekrarlamazsan onları da kaybedersin. Ama bir de kişide yaşadıkları ve hissettikleri vardır. Onları katiyen unutmaz. Tekrara bile lüzum yok. Beyin duygular işin içine girdiği zaman kalıcı olarak kaydediyor. Onun için eğitimciler öğrencilerin aklına, beynine girmeye çalışmayın; kalbine girmeye çalışın. İdeal öğretmen akla girmez, kalbe girer. Kalbe girdiği zaman o öğretmen öğrencinin kahramanıdır artık. Her dediğini kaydeder. En güzel yöneticilik iyi örnek olmaktır. Yani sınıfta öğretmenin iyi örnek olması, öğrencinin onu sevmesi gerekiyor ki dersi öğrenebilsin. Dersi severse iyi öğreniyor. Peki dersi sevmesi için ne yapması lazım. Öğretmeni sevmesi çok işe yarıyor çocuğun. Öğretmeni severse dersi de seviyor çocuk. Daha kolay öğreniyor. Dersi de sevmesi için öğretmenin ne yapması lazım. Öğretmenin öğrenciyi sevmesi lazım. Öğretmen öğrenciyi sevdiği zaman, öğrenci dersi de seviyor, hocayı da seviyor ve öğreniyor
İlkokul öğretmenimiz gelişen ruhumuzun tohumunu atan kişidir
Öğretmen özellikle ilkokulda çocuğun kahramanıdır. Anne ve babadan sonra dış dünyadaki ilk kişiliktir. Özellikle ilkokul öğretmenlerimiz hayatımızın ve gelişen ruhumuzun tohumunu atmış kişilerdir. İlk öğretmenimizi çoğumuz unutmayız. O bize rehberlik eden en önemli kişidir. Bu nedenle öğretmenlik gerçekten kutsal bir görevdir.
Öğretmen öğrenciye kılavuz kaptan olmalı
Öğretmenlik mesleği öğretmen açısından bir meslek iken öğrenci açısından öğretmen adeta bir hayat kılavuzudur. İlkokuldaki öğretmenlik daha önemlidir. Öğrenciler öğretmenin üç şeyini örnek alıyorlar. Biri anlattığı ders, bir diğeri kişilik yapısındaki özellikler yani karakterini örnek alıyorlar son olarak da sosyal ilişkilerini örnek alıyorlar. Özellikle ergenlik dönemi, ‘ben kimim, nereyi öğrenmeliyim, kim için’ sorularının sorulduğu dönemdir. Bu dönemde yapılan hatalarda genç öğretmenin tepkisine bakıp hayatı öğrenecek. O yüzden biz karşımıza alıp düzeltmek değil yanımıza alıp birlikte yürümek diyoruz, liderlik budur. Yani kılavuz kaptanlık yapacak öğretmenler. Anne- baba da aynı şekilde. ‘Kılavuz kaptan’ nedir? Kaptan gemiyi yürütür. Sorumludur. Kılavuz kaptan ona şöyle yaparsan şöyle olur böyle yaparsan böyle olur diyerek hayatı öğretir. Anne baba ya da öğretmen kılavuz kaptan olacak.
Öğretmen güven veren lider olmalı
Öğretmen sınıf lideridir. En güzel liderlik duygusal liderlik olacak. Psikolojik üstünlük bu, hiyerarşik liderlik buyurgan liderlik değil. Korkutarak öğreten liderlik değil, güven vererek öğreten liderlik. Sevgi çoğaldığı zaman korku azalır, güven artar. Korkunun olduğu yerde sessiz bir disiplin vardır. Hoca olmadığı zaman hepsi dağılır gider. Yani eski kültürlerde baskı, tehdit, korkutma ve sindirmeyle eğitim sağlanırmış. Şu anda o yöntem zaten ideal bir yöntem de bu zamanın yöntemi de değil. 21.yüzyıl becerisi de değil. Şu anda eğitimli bir insan ikna, inandırma ve sevdirme yöntemini kullanmalı.
İstanbul
24.11.2024