Son dönemde izlediğimiz yayın politikası, bazı çevrelerce "taraf tutma" olarak yorumlandı ve bu durum ciddi rahatsızlık yarattı. "Gazeteci ortada durmalı, olaylara karışmamalı" deniyor. Oysa bizim için "ortada durmak," eylemsizlik değil, adaletin yanında durmaktır.
Aslında hiç kimse bizden gerçekten tarafsız olmamızı, yani adil davranmamızı istemiyor. Herkes, kendi tarafında durmamızı bekliyor. Siyasi yapılar taraf olarak görülüyor ve karşı taraf hemen düşmanlaştırılıyor. Önce insan ve adalet düşüncesiyle, aklıyla karar vermiş olsa, kimse böyle bir düşmanlığa kapılmaz.
Geçmiş günlerde bir yazımızda dediğimiz gibi: "Bizler siyasi partilerle değil, toplum değerleriyle yaşarız; partiler geçici kurumlardır."
GAZETECİLİK İLKESİ: AKIL VE VİCDAN
Biz, kimseyi siyasetinden dolayı dışarıda bırakmamak üzere, doğruysa doğru, yanlışsa yanlış diyerek yola çıktık. 2007 yılında yola çıkarken de ilkesel duruşumuz netti: "Doğru hasımdan gelse doğru, yanlış dosttan gelse yanlış görülecektir."
Şu anda ise kimseyi hasım görmüyoruz; herkesi dost kabul ediyoruz. Dostun yanlışını da doğrusunu da söylemeyi, yapılan tuzaklara, iftiralara ve yalanlara karşı da savunmayı görev biliyoruz.
Gazetemizin logosunda ne yazıyor: "Biz Haberleri Aklın ve Vicdanın Birleştiği Noktada Yaparız."
Biz olayların bilgilerine ve belgelerine ulaştıktan sonra, önce aklımıza sorar, sonra vicdanımızda ölçer, öyle değerlendiririz. Bu ilkeden asla sapmadık.
İLKENİN KANITLARI: DÜN VE BUGÜN
Bu savunma tavrımız, partizanlık değil, ilkeli gazeteciliğimizin bir sonucudur. Atila Aydıner belediye başkanı iken de aynı tavrı gösterdik, şimdi Hasan Mutlu için de aynı şeyi yapıyoruz. Eleştirdiğimiz gibi, haksızlıklar karşısında da savunmayı kendimize görev bildik.
Atila Aydıner Dönemi Örnekleri:
Hasan Mutlu Dönemi:
31 Mart 2024 Seçimlerinden sonra yönetime gelen Hasan Mutlu'yu da yanlışlarında eleştirdik. Şimdi ise yapılan iftiralar, yalanlar ve hukuksuzluk karşısında kendisini savunuyoruz.
Hasan Mutlu'nun durumu, iç tartışmaların ötesinde iftiralarla, yalanlarla ve hukuksuzlukla karşı karşıya kalmış olması nedeniyle farklıdır. Böyle bir durumda, savunma görevimizi bir kat daha önemli, dostluk duygularıyla yapılması gerektiğini görüyoruz. Bu savunmaları hem Atila Aydıner hem de Hasan Mutlu zamanında menfaatsiz ve pazarlıksız yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. İddiaların doğru olduğuna inansak, kim olursa olsun savunmayacağımızı herkes bilir. Bu duruşumuzu farklı yöne çeken, farklı düşünenlere elbette saygı duyarız ama vebali olduğunu da hatırlatırız.
GÜNDEMDEKİ İDDİALAR: VİCDAN TERAZİSİYLE TARTMAK
Operasyon olduğundan bu yana, sokakta konuşulanlar veya yakınlarının anlattıklarıyla değil, bizzat iktidara yakın gazetelerin haberlerine bakıyor, gelişen olayları aklımızda tartıyor ve vicdanımızda ölçüyoruz. Çıkan haberlerle atılan iftiralar akla ve mantığa hiç yatmıyor.
Görünen o ki, resmen Hasan Mutlu ve ekibine tuzak kurulmuş. Bu haksızlık, iftira ve yalanlar karşısında susmak hangi vicdana yakışır?
Şimdi, iktidara yakın gazetelerin haberlerine göre iddialara bakarak, aklımıza soralım:
İddia; Hasan Mutlu'nun kaçak kafeye izin verdiği, karşılığında 3 Milyon TL rüşvet ve %25 ortaklık istediği yönünde. Oysa gerçekler bu iddiayı çürütüyor: İddia konusu yer, belediye mülkü değil. Sadece 160 metrekare tescil dışı belediye kullanım alanında olan bir yer. Geçici kullanım için ihaleye açılıyor, ihaleye katılan olmuyor ve 400 metrekare kaçak yapı yapılıyor. Bu yapı, Belediye Encümeni, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve mahkeme kararıyla yıkılıyor.
Akıl soruyor: Kim olursa olsun bir belediye başkanı, belediye mülkü olmayan, yapıldığı zaman asıl sahibi olan kurum tarafından el konulacak bir yere izin verir mi? Kendi inisiyatifinde olmayan bir yerden rüşvet isteyebilir mi?
Yardım kartlarının, muhtarlar, ilçe yönetim kurulu üyeleri ve belediye yöneticileri vasıtasıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldığı biliniyor. Bu, her zaman yapılan bir yöntemdir. İhtiyaç sahiplerine ulaşmanın, bu kanallar dışında resmi ve güvenilir başka bir yolu var mıdır? İddianın mantığı, uygulamanın zorunluluğu karşısında geçerliliğini yitiriyor.
Hele en hassas konu bu: Belden altı vurma iftirasıyla, Belediyeyi metreslerine peşkeş çekmiş gibi haberler yapıldı. Sanki Hasan Mutlu ilk kez kadınlarla çalışıyor veya ilk defa böyle bir ortama girmişçesine yapılan bu haberler, sadece karalama amaçlıdır. Bir kimse çalıştığı kişiye parasını ödemeyecek mi? Seçim süreci ve sonrası danışmanlık aldığı kişiye kendi hesabından para gönderemez mi? Üstelik bu tip dedikodular, önceki Başkanlar Hüseyin Bürge ve Atila Aydıner döneminde de dilden dile dolaşmıştı. Biz bu tip iftiraların hiçbirine itibar etmedik, kimsenin özel hayatıyla ilgilenmedik.
Belediye bütçesinde resmi bağış bölümü vardır. Her belediye resmi bağış alır. Ama bu sıra iktidara yakın belediye alınca "bağış," muhalefet belediyesi alınca "rüşvet" oluyor. Bağış yapıp da resmiyete geçmedi diyen var mı? Önemli olan, resmi evrakla yapılıp yapılmadığıdır.
Bu iddiaları göz önüne aldığımızda; menfaatleri için yalan söyleyen, iftira atan, kumpas kuran ve oylarını satanları gördükten sonra susmak bir gazeteciye yakışmaz. Biz aynı zamanda, uyarıcı ve savunma görevimizi birlikte yapıyoruz.
KİRLİ SİYASET VE TARİHİN NOTU
Başkan vekili seçimi öncesinde muhalefet gruplarına ve teşkilatlarını uyardık: "Bir süredir devam eden kirli siyaset sizin içinde olmasanız bile yakanıza yapıştı, bunu yakanıza perçinlemeyin. Perçinlerseniz bu kirli siyaset kalıcı olur."
Bu uyarıların neresi kötü.
Aylardır defalarca kirli siyaset yapılıyor dedik. Belki anlatamadık, belki anlamadılar. Fakat kirli siyasetin varlığı açıkça görüldü ve maalesef muhtarlar, bazı STK'lar ve siyasi hırsa kapılan siyasi partiler bu kirli siyasetin ortakları ve koruyucuları oldular. Bu dönemde kirli siyasetin içinde olanları ve bulaşanları tarih her zaman yazacaktır.
Bizim kendimizi uzun uzun anlatmaya ihtiyacımız yok. 18 yıldır hangi çizgideysek, o çizgide durmaya devam ediyoruz. Kalemimizi doğrudan hiç ayırmadık, çünkü bu kalemi kullanmanın büyük bir vebali olduğunu düşünüyoruz.
Not: Bu dedikoduları ve gazetelerde çıkan iddiaların değerlendirmesini basılı gazetemizde ve haber sitemizde geniş bir şekilde inceleyip vereceğiz. Bütün gerçeklerin ortaya çıkması için elimizden geleni yapacağız. Bilgisi belgesi olan varsa bize ulaşsın.