Bir kesime göre çöküş, diğer kesime göre millet iradesi tartışmalarının gölgesinde, uzun yıllara yayılacak tartışması olan Bayrampaşa Belediye Başkan Vekili seçimleri şimdilik sona erdi. Çetin tartışmalar ve hatta Bayrampaşa'ya yakışmayan çirkinlikler yaşandı. İkinci kez yapılan Başkan Vekili seçimlerinin 4. turunda 19 oy ile AK Parti adayı İbrahim Akın kazandı.
Tabii ki, hangi şartlarda olursa olsun, nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, bu seçim sonuçlarına göre gazeteci olarak eleştirilerimizi ve uyarılarımızı yapacağız; ancak elbette hayırlı olsun diyeceğiz. Başkan Vekili seçilen AK Parti meclis üyesi ve Cumhur İttifakı adayı İbrahim Akın'a hayırlı olsun dileklerimizi iletiyoruz. Bu süreçte yaşananların ötesinde süreci doğru yönetmesini temenni ederiz. Çünkü bu süreç normal bir seçim süreci değildi; iftira ve yalanların bolca kullanıldığı, kirli siyasetin ortaya çıktığı bir süreç yaşandı.
Ufak bir eleştiri de seçimlere her iki partinin il yöneticilerinin ve milletvekillerinin müdahil olmasıdır; bu, şık olmadı. Özellikle kürsü işgali ve bu işgalin milletvekili/il yöneticileri tarafından yapılması, olayı daha da vahim bir boyuta taşıdı. Bu normal bir seçim süreci değil, Millet iradesi değil, Millet iradesi 31 Mart 2025 tarihinde vuku buldu. Bu olağanüstü bir olaydır. Olağanüstü olaylarda vicdanlar rahatsız olmamalı, centilmenlik ön planda olmalıdır.
1977 yılında yaşanan kirli siyaset 48 yıl geçmesine rağmen bugün hâlâ konuşuluyor. 2018 yılında İYİ Parti'nin seçime sokulmaması için yapılan erken seçim kararı değişikliğine karşı, demokrasi adına atılan ve haklılık payı da olan CHP milletvekillerinin İYİ Parti'ye geçmesi hâlâ tartışılıyor. Bu süreçler, normal süreçte yaşanan milletvekili istifaları değildi. Milletin hafızası, zaman geçse de bazı şeyleri unutmaz.
2025 yılı, hem Türkiye genelinde hem de Bayrampaşa'da yıllar geçse de konuşulan yıl olacak. AK Parti'de yer bulamadığı için başka partide yer bulan, en fazla da Yeniden Refah Partisi'nde yer bulan, seçildikten sonra partisinden istifa ederek AK Parti'ye geçen belediye başkanları... Konuşulmasına rağmen yapılacak operasyonların korkusuyla başta CHP ve diğer partilerden istifa ederek AK Parti'ye geçen ve geçince de tertemiz gösterilen belediye başkanları nedeniyle 2025 yılı çok konuşulacak.
Temmuz ayı ile Ekim ayı arasında yaşanılan yalan, iftira ve kirli siyaset Bayrampaşa tarihine kara bir leke olarak yazıldı. Bu süreç unutulmayacak; yıllar geçecek, istifa eden meclis üyeleriyle anılacak, başkan vekilliği seçimi için AK Parti (Cumhur İttifakı) ile hatırlanacak. Meclis üyeleri bu dönem görev alabilir, ancak bir sonraki dönem (veya daha sonraki bir dönem) görev alamayabilir; ancak partiler her zaman anılır. 1977 yılında olan kirli siyasette milletvekilleri değil, CHP ve AP konuşuluyor.
Süreci hatırlayacak olursak: Temmuz ayında iki meclis üyesinin istifası sonrası, iki meclis üyesi daha istifa ettirip meclisi ele geçirelim, olası bir operasyonda belediyeyi ele geçirelim çalışması yapıldı. Bu kirli siyaset çalışmasının içinde meclis üyeleri, bir muhtar ve AK Parti'den bazı isimlerin var olduğunu dile getirdik. Defalarca yazarak uyarmaya çalıştık: "Bayrampaşa'ya kirli siyaseti bulaştırmayın, yakışmaz," dedik.
Önceki başkan vekili seçimi öncesi AK Parti'ye hitaben "Yapılan kirli siyasetin içinde olmasanız dahi yakanıza bulaştı, perçinlemeyin" dedik. Ancak AK Parti, başkan vekili seçimleri için yaptığı hamlelerle bu kirli siyaseti yakasına perçinledi. Bağımsız üyelerden yedek katip üyeliğine Murat Salman'ı ve Türk Dünyası Belediyeler Birliği'ne İbrahim Soytürk'ü aday göstererek bu durumu tescilledi. Asıl büyük tescil ise kamuoyunda dolaşan iddia doğru olursa o zaman yaşanacak.
AK Parti Bayrampaşa ilçe yönetimi ve meclis grubuyla birlikte; 2025 yılına ait yalan, iftira ve yaşanılan kirli siyasetin yağlı ilmeğini boynuna geçirdi ve tarihe not düştü.
Tarih şunu hep soracak: "Bağımsız üyelerine ne vaat ettin?"
Bayrampaşa'da AK Parti'nin gerçekten güçlü olduğu zamanlarda var olan hafızası, bu gidişattan ciddi şekilde rahatsız. Yaşanılan kirli siyasetten duydukları rahatsızlığı her platformda dile getiriyorlar. Ancak 2024 seçimlerinde ve sonrasında AK Parti hafızası silinmeye çalışıldığı için o doğru düşünen hafıza pek ciddiye alınmıyor.
Bu süreçte yalan, iftira ve kirli siyasetten rahatsızlık duyuluyor. Aynı zamanda bağımsız kalan meclis üyelerine sahip çıkılmasından da rahatsızlık var. Geçtiğimiz mecliste bağımsız meclis üyelerine kâtip üyelik ve Türk Dünyası Belediyeler Birliği üyeliği verilmesi de rahatsızlık yarattı. Başkan Vekilliği alındığı zaman kamuoyunda Bağımsız Meclis Üyesi Ali Karahasanoğlu'na Başkan yardımcılığı verileceği iddiaları rahatsızlığı daha da nüksettiriyor.
"Bu dönemde belediye başkan vekilliği almak, gelecek seçimlerde kaybetmenin kapısıdır," deniyor.
Yapılan başkan vekilliği seçimi, beraberinde yeni tartışmaları getirdi.
Başta aday olan İbrahim Kahraman'ın çekilmesi büyük bir hataydı. Bırakılsaydı da ikinci Başkan Vekili Mehmet Ali Altınkılıç yönetseydi, kıyamet mi kopardı. Nihayetinde Mehmet Ali Altınkılıç yüce meclisin bir üyesi. Bu hamle, "Siz bize güvenmediniz, biz size güveniyoruz," mesajını verirdi. Yazım hataları o kanattan geldiği için CHP kanadının eli bu durumda güçlenirdi.
Bir taraftan yazım hatalarıyla verilen oy'un geçersiz sayılacağı söylenirken, diğer taraftan bir kez belki olabilirdi ama defalarca oy pusulası değiştirmeye izin verilmesi büyük bir hataydı.
Resmen dalga geçercesine defalarca oy pusulası değiştirdiler. Ne kadar da yazma özürlü varmış; defalarca yanlış yazılır mı?
Aslında seçimlerde denir ya, kim kazanırsa kazansın kaybedeni yok; ama bu başkan vekilliği seçimlerinde kaybeden var. Bu seçimlerin kaybedeni İbrahim Kahraman veya Recep Öztürk, hatta CHP değil, vakit kaybetmesiyle Bayrampaşa ve bütün yükü üstünde taşıyan, yalan ve iftiralara maruz kalan Hasan Mutlu oldu.
Bu dönem için çok şey söylenecektir, yazılacaktır ama zamanı geldikçe.