Ülke yine bir kaos ortamına sürükleniyor. Bu kez ekonomi üstünden ülkemizin huzuru kaçtı. Gerçi ekonomik olarak hiçbir zaman huzurlu olmadı bu ülke...

Yapay, makyaj tedbirlerle, dekorasyonlu görünümlerle biz hep ülke ekonomisinin iyi olduğu sandık. Oysa temelleri, kolonları, direkleri sağlam olmayan görünümü gösterişli bir ekonomisi vardı ülkenin...

Çünkü toplum genelini kapsamayan, üretime dayalı olmayan, ürüne üretim değeri verilmeyen ekonomilerin yapısı da sağlam olmaz. Yapılan teşvikler ve sosyal yardımlar toplumu temelleştiren, hazırcılığa alıştıran bir yapı meydana getirir. Ürüne üretim değeri vermezseniz, istihdam yerine sosyal yardımları ekonominin bir parçası olarak görürseniz yapısı kırılgan bir ekonomik yapı meydana getirisiniz. Ülke ekonomisi belli sektörle, ve belli bir grubun iyi iş yapmasıyla ölçülemez.

DIŞ MİHTAKLAR İÇ HAİNLER

Her zaman olduğu gibi özellikle iktidarın başındakiler ve iktidara göbek bağıyla yakın olanlar son ekonomik kriz üzerine de suçu dış mihraklara attı. Bütün bu gelişmeleri hatta bir papaza bağladılar ?Boyun eğdiremeyecekler? diye de sloganlaştırdılar.

Evet sonuna kadar katılıyorum dış mihraklar, iç hainler bu ülkede hep vardı gene de var vede var olacaklar ama bunun karşısında biz ne yapmamız gerekirdi ne yaptık diye bir sorgulama yapmamız gerekir. Evet sonuna kadar devletimizin aynındayız, ülkeyi yönetenlerin arkasında olmamız gerekir ama yanlışını, doğrusunu da sorgulamamız gerekir.

Bu krizi ilk defa yaşamıyoruz. Dış mihrakların ve iç hainlerin tuzaklarını ilk defa yaşamıyoruz. Onlar vazifelerini yapıyorlar. Acaba biz vazifemizi yapıyor muyuz? Bu krizler de dış mihrakların ve iç hainlerin parmağı olduğu kadar daha fazlasıyla ülkeyi yönetenlerin basiretsizliği de başta gelmiyor mu?

Milli ekonomi politikanız olmaz ise, üretime dayalı ekonomik politikanız olmaz ise, ülke sathına yayılan toplumun genelini kucaklayan ekonomi politikanız olmaz ise bu duruma mahkum olursunuz sizi kriz ortamlarında yüzdürürler.

İKTİDAR KRİZ ÜZERİNE OTURMUŞTU

Şu an ülkeyi yöneten AK Parti iktidarı ve mevcut cumhurbaşkalığı hükümet sistemi kabinesi de AK Parti iktidarının devamıdır. 2001 ekonomik kriz üzerine doğdu ve bu kriz üzerine oturdu. Gerek 2001 gerekse daha önceki krizlerde de dış mihrakların parmağı vardı.

Burada asıl sorgulanması gereken konu dış mihraklar hiç boş durmuyor ama icranın başına gelen hatta iddialı gelen iktidarlar ülkeyi, ekonomiyi doğru yönetebildiler mi?

2001 Krizi üzerine oturan 1. AK Parti iktidarında (2002 ? 2007) sanalda olsa ekonomiyi rahatlattı. Enflasyon oranını hayatın enflasyonunun altında gösterdi, faizleri oldukça düşürdü bu sanal göstergeler toplumu rahatlattı. Toplum, sanki gelir seviyesi yükselmiş gibi bir borçlanma hevesi bir lüks yaşama ve harcama hevesine sokuldu. Üreten değil tüketen toplum haline getirildi.

İktidar özelleştirmelerden gelen ve aç kurtlar gibi bekleyen hükümetleri güçlü olan ülkeler üzerinde para üzerinden para kazanan resmi tefecilerin finans sektörüne para yatırması sonucu hazinenin kasası kendinin parası olmayan, üretimden değil aslında borçla gelen bir para ile doldu. İktidar bu paraları hovardaca sadece gösterişli gidere dayalı alanlarda harcadı. Ve bu günkü durum meydana geldi.

Aslında bu kriz yaklaşık 10 yıl öncesinden kendisini gösteriyordu. O günlerde yazdığımız zaman bize gülüyorlar, kafayı yedin gibi tabirler kullanıyorlardı. Ama kazın ayağı öyle olmadığı şimdi görüldü.

AK Parti iktidara geldiği zaman kriz üzerine geldi, kendi deyimleriyle bir enkaz devraldı. Fakat siz üretime dayalı ekonomi politikası yerine gidere dayalı ekonomi politikası uygularsanız sonucu bu olur. Hedefi olan bir parti olarak iktidara gelip 16 yıl geçtikten sonra iflas eden ekonomiyi dış mihraklara, iç hainlere bağlayamazsınız.

Son zamanlarda icranın en tepesindeki Cumhurbaşkanı Erdoğan dahil ağızlarında sakız gibi dış mihrakların oyunundan bahsediyor ?Diz çöktüremeyeceksiniz? diyor hatta muhalefeti suçluyor. Biraz dönüpte kendilerine baksalar nerelerde hata yaptıklarını gözden geçirseler, aklı selim insanların uyarılarına, doğru tenkitlere biraz kulak vermemenin faturasını ödüyoruz deseler, zararın neresinden dönersek kar deyip yeni bir yola girseler daha iyi olur gibi geliyor.

YANLIŞ POLİTİKALARIN ESERİ

Bu ülkeyi yönetenlere hatta AK Parti iktidarından önceki yönetenlere sormamız lazım.

Bu kadar mı ferasetiniz kapalıydı ki, insanlara doğduğu yerde bölgesel olarak ülke satına yayılan bir ekonomi modeliyle istihdam sağlasaydınız da büyük şehirlere yığınak yapılmasaydı, köyler kasabalar boşalmasaydı?

Bu kadar mı öngörüsüzdünüz ki, hammaddenin pahalı olduğu bir ekonomi düzeninde kaliteli ve ucuz mal üretilemeyeceği, ürettiği maldan kazanç sağlayamadığı için ithal mallara mehil etmek yerine, üretim tesisleri kapatılmasaydı?

Bu kadar mı gözlerinizi olana bitene kapatmak zorundaydınız ki, Bazı ülkelerin tarıma elverişli iklimi olmadığı halede tarımı geliştirmeye çalıştırırken, tarım ülkesinde tarlada ürününden para kazanamayan insanlar tarlasından uzaklaşıp göç ederek nafakasını aramasaydı?.

Bu kadar mı bilinçsizdiniz ki, neredeyse tüm ovalar, tarıma elverişli araziler sanayi diye veya konut diye hatta yazlık diye talan edilmeseydi, ovada tarım kırsalda sanayi bazlı bir şehircilik modeli düşünülseydi?

Yani kısacası bu ülke, mevcut iktidar ve önceki iktidarlar zamanında ferasetsiz yönetimleri yüzünden bu hale geldi ve zaman zaman bu acıyı yaşıyor.

AK Parti iktidarı diğer iktidarlarla kendisini kıyas etme hakkı yok.  AK Parti iktidarı diğer iktidarlardan daha fazla tenkidi hakkediyor, hiçbir iktidar bu kadar uzun süreli kalmadı. Demokrasi dönemine bakarsak 10 yıl demokrat parti, 80 darbesi sonrasına bakarsan 8 yıl Anavatan partisi iktidarı, diğer iktidarlar hem zayıf hem de kısa dönem icranın başında kaldılar.

AK Parti iktidarı uzun süreli ve en yüksek seviyeden yönetimde kaldı.

Tüm iktidarların  yanlış politikalarının cezasını bu mazlum millet çekiyor. Yoksa şu an bile ülke ekonomisini elinde tutan çok çok azınlığın keyfi yerinde.

Sonumuz hayır ola?