Bir süredir merkezi hükümet ve İstanbul hükümeti arasında bir tartışma sürüyor. Bu tartışma haliyle vatandaşa sirayet ediyor. Vatandaş bir kez daha kutuplaşmış durumda. İster istemez tartışma partizan ve kişisel olunca taraflar da ona göre sorgulamadan tavır alıyor. Bu yanlış tartışma vatandaşı sorgulamadan taraf olmaya itiyor.

Siyasilere bir çift sözümüz var vatandaşı kutuplaştırmaktan bıkmadınız mı?

Ülke meselelerinde böyle bir tartışma olmaz.  #Yaparım... Yok #Yaptırmam....

Ülke meselelerinde, devlet politikasında oturulur sorgulanır, tartışılır önceliklere ve faydasına göre karar verilir. Ben yaptım oldu veya ben yaptırmam olacak denilmez.

Gelelim konumuza...

Kanal İstanbul 2011 genel seçimlerinde Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı o zaman başbakandı Recep Tayyip Erdoğan´ın seçim vaadi olarak açıklanan adına da "Çılgın Proje" denilen bir proje. 2011 oldu 2020 hala tartışıyoruz.

Türkiye´nin önceliği "Kanal İstanbul" projesi mi? Önce buna bakmak lazım...

AK Parti iktidarı hep gösterişli, gözle görülür, görünürde muhteşem gibi projelere imza attı. Bu projeler toplumun gözüne hoş geldi.

Fakat ülke açısından, millet açısından önceliği nedir? Bu hiç sorgulanmadan yapıldı.

Şimdi herkes şapkasını önüne koysun, siyasi kimliklerini ve fanatiği olduğu kişilerin ne dediklerini bir tarafa koyup sonra da yapılanları ve yapılacakları sorgulamaya davet ediyorum.

Ülkenin önceliği, insanlara doğduğu yerlerde iyi bir planlamayla istihdam yapılması gerekirken, Dev ve gösterişli binalarla yeni şehirler oluştu. Köylerde, kasabalarda insan kalmadı, zorunlu göç etti, o dev binaların yapıldığı şehirler yaşanmaz duruma geldi.

 Yaşanmaz duruma gelen şehirlerde köprüler, tüneller yapıldı. İstihdama harcanması gereken paralar kuru bir yatırım olarak kaldı.

Osmangazi Köprüsü, Yavuz Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli göçle gelen yığılma olmasaydı ihtiyaç olmayacaktı.

Ülke inşaat sektörüne ağırlık verdi, 1. derece tarım arazileri, yeşil alanlar imara açıldı, dev binalar yapıldı. İstihdam olmadığı için köyler, kasabalar gizli göçe zorlandı, köyler kasabalar boşaldı, şehirler büyüdü sonrada dönüldü köylerde çalışacak adam kalmadı denildi.

Şehir hayatı insanları hasta etti, hasta garantili hastaneler yapıldı.

Rakamlar büyüdü, alım gücü düştü, borçlanma cazip hale getirildi, aş iş diye toplum borçlanmak zorunda kaldı.

İşsizlikten dolayı zorunlu göçler, açılan imarlar, ektiğinden kar elde edemeyen çiftci, sonra tarım sektörü dibe vurdu, sonra da tarım ürünleri yetmiyor denildi, tarım ülkesinde sıfır vergi ile buğday, mercimek, nohut, şeker, peynir ithalatına izin verildi.

Ucuz ve kaliteli ürün ürettirme ve ürettiği ürün üzerinden kazandırma yerine, köyde toprak parası, şehirlerde insanlara sosyal devletçilik diye yardım, esnafa teşvik desteği diye ürettiğinden kar etmeden sadaka ekonomisi uygulandı, sonra bizim insanımız çalışmıyor denildi.

Köprüler, tüneller, hava alanları, hastaneler yapıldı, garanti müşteri taahhüdü anlaşmalar yapıldı, ülke ortalama 20 yıllığına şu an itibariyle yıllık 10 Milyar civarı ipotek altına alındı. vatandaş geçmediği köprü, kullanmadığı hava alanı, gitmediği hastane için para öder duruma getirildi.

Özelleştirme adı altında bu ülkenin değeri olan fabrikalar birilerine çok ucuz fiyata verildi sonra çalışmaz duruma geldi. O fabrikalarda üretilen ürünler ithal edilir duruma geldi.

Zorunda kaldığı göç sebebiyle şehirde, insanlar doğduğu köylerinde, kasabalarında yaşadığı toplum değerlerini unuttu, mahalle kültüründen uzaklaştı, aile bağları koptu.

Demek ki bu ülkenin önceliği, yeni şehirler, gösterişli binalar, köprüler, tüneller, özelleştirme değil insanların doğduğu yerlerde istihdam yaratmakmış. Aş iş imkanlarını ülkenin geneline yaymakmış. İnsanları şehirlerde yalnızlığa itilen bir sürü haline getirmemekmiş.

Şimdide bir Kanal tartışması gitti gidiyor. Fakat gerçekten kanalın, fayda ve zararları nelerdir, teknik yönleri başka bir konu ama ülke açısından öncelikli bir konu mu? Bunun üstünde düşünmek lazım. Sanırım önceki yapılan köprü, tünel v.s öncelik durumu iyi değerlendirilseydi şimdi bunları konuşmaz durumda olacaktık. İstanbul 1974 yılından 2004 yılına kadar 6 Milyon artıyor bu da çok fazla, 2004 ile 2019 arası yaklaşık 10 Milyon artıyor. 2004 Öncesi yönetim İstanbul´un nüfusunu 8 Milyon planlıyor sonrası 35 Milyon planlıyor.

Yapılan köprü ve tünellere harcanan paralar Anadolu´da istihdama harcansaydı, göç olmayacak İstanbul´da bu nüfus artışı olmayacaktı.

Diyelim kanal yapılması gerekir, orada yeni şehirleşmeye ne ihtiyaç var. 2 ile 4 Milyonluk şehirden bahsediliyor, sonunda bilin ki, o şehir nüfusu 3 ile çarparsınız.

Aslında bütün mesele ülke üzerinde oynanan oyunlar, yapılan projeler tek tek gerçekleşiyor.

Bunun için şu sözlere bakmak lazım, ve yapılanları sorgulamamız lazım.

 

ABD´li bir ekonomist John Perkins

Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç verip otobanlar yaptırırız.

***Sonra onlara arabalarımızı satarız.

***Sonra bankalarını satın alırız. O bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız. Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle.

***O ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan kredi ayarlarız. Ayarlanan kredi ?ASLA? o ülkenin hazinesine gitmez.

***O ülkede ?proje? yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer. Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev hava yolları yapılır. Aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton.

***Bizim şirketlerimiz kazanır o ülkedeki birileri de nemalandırılır. Toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz.

Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler.

Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki;

?Bize büyük borcunuz var ödeyemiyorsunuz. O zaman petrolünüzü satın, doğal gazınızı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin, askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin.

Birleşmiş Milletler de bizim için oy verin! Elektrik su kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın??

Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz.

Bu, ikili, üçlü, dörtlü bir darbeler serisidir.?

 

Bu sözler maalesef ülkede yaşandı, yaşanmaya da devam ediyor.

Onun için her vatandaş siyasi ve kişisel fanatikliğini bir tarafa bırakıp ülkenin menfaatlerini, milletin menfaatlerini düşünmek sormak sorgulamak zorunda.

Geleceğimiz için, ülkenin bekası diyorsak fanatiği olduğumuz kişi ve siyasi kimlikler bir gün olmayacak ama bu ülke yaşaması lazım.

Bir zamanlarda Ecevit, Demirel, Erbakan, Özal fanatikleri vardı ama onlar şimdi yok...

Ama ülke yerinde duruyor, durmak zorunda nesillerimiz burada yaşamak zorunda....


KİCK BOKS KUŞAK TÖRENİ

İMAMOĞLU TURGUT ÖZAL’I ANMA TÖRENİNE KATILDI

SULTANGAZİ'YE BAHAR GELDİ

MADEN SEKTÖRÜ 2023 YILINDA İHRACATTAKİ YARALARINI 2024 YILININ İLK ÇEYREĞİNDE SARDI

HASAN MUTLU’DAN KAYMAKAM ŞENEL’E ZİYARET

EYÜPSULTAN'DA YENİ DÖNEMİN İLK MECLİSİ TOPLANDI

BAŞKAN DR. MİTHAT BÜLENT ÖZMEN “GÜZEL İŞLER YAPACAĞIZ” DEDİ.

BAŞKANLIĞI KAZANAN HASAN MUTLU ÜÇ REKORA İMZA ATTI, FAKAT!...

BBP BAYRAMPAŞA İLÇE BAŞKANI FUAT TUNÇ'UN BABASI VEFAT ETTİ

ATİLA AYDINER GERÇEKTEN İSTENMİYORMUŞ, AK PARTİ DE KURUMSAL DEĞİLMİŞ!...

BAYRAMPAŞA MÜLKİ AMİRLERİNİN YOĞUN BAYRAM PROGRAMI

RAMAZAN BAYRAMIMIZ MÜBAREK OLSUN

HASAN MUTLU’DAN BAYRAM MÜJDESİ ÇAY 3 TL, ŞEHİT AİLELERİNE ÜCRETSİZ

YENİ BAŞKAN, YENİ MECLİS İLK TOPLANTI HER ŞEY OY BİRLİĞİ

İMAMOĞLU MESAİ ARKADAŞLARIYLA BAYRAMLAŞTI

EYÜPSULTAN'A YENİ BAŞKAN

BAYRAM SÜRESİNCE TOPLU TAŞIMA ÜCRETSİZ

MUTLU BAYRAMPAŞA DÖNEMİ BAŞLADI

MEHMET CEYLAN

SORUP, SORGULAYIP ÖYLE KARAR VERELİM...

27.12.2019 08:51:40

İstanbul

18.04.2024

  • İMSAK 04:40
  • GÜNEŞ 06:13
  • ÖĞLE 13:08
  • İKİNDİ 16:53
  • AKŞAM 19:54
  • YATSI 21:20
  • Perşembe 19.1 ° / 12.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Cuma 18.7 ° / 12.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 13.1 ° / 10.8 ° Şiddetli yağmurlu

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 32 28 1 3 53 87
2.Fenerbahçe 32 27 1 4 57 85
3.Trabzonspor 32 16 12 4 12 52
4.Beşiktaş 32 14 12 6 4 48
5.Rizespor 32 14 12 6 -4 48
6.İstanbul Başakşehir 32 13 12 7 4 46
7.Kasımpaşa 32 13 12 7 -2 46
8.Sivasspor 32 11 10 11 -5 44
9.Antalyaspor 32 10 10 12 -1 42
10.Alanyaspor 32 10 10 12 -5 42
11.Adana Demirspor 32 9 10 13 5 40
12.Samsunspor 32 10 14 8 -6 38
13.Ankaragücü 32 8 11 13 -1 37
14.Kayserispor 32 10 12 10 -9 37
15.Konyaspor 32 8 12 12 -11 36
16.Hatayspor 32 7 13 12 -8 33
17.Gazişehir Gaziantep 32 8 17 7 -15 31
18.Fatih Karagümrük 32 7 16 9 -6 30
19.Pendikspor 32 7 16 9 -28 30
20.İstanbulspor 32 4 21 7 -34 16