1990’lı yıllarından bu tarafa PKK terör örgütünün siyasi ayağı yüce meclise ve millete dert oldu.

1990’lı yıllarda PKK’lı milletvekilleri mecliste tutuklanarak götürülmüştü.

Bir kaç taneyle başladıkları milletvekili sayılarını, 2000’li yıllarda özellikle 2007 ve 2011 seçimlerinde 37 adet bağımsız milletvekili çıkararak rekor kırdılar. İstanbul gibi yüksek oy oranına ve baraj oranına rağmen, İstanbul’un 3 bölgesinden de milletvekili çıkardılar. 

Önce BDP olarak kullandıkları partiyi çözüm süreciyle birlikte HDP yaptılar. 2015 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde barajı aşarak mecliste yer aldılar. 

2018 seçimlerinde tüm partiler ittifakla seçimlere girerken HDP genel başkanı da tutuklu olduğu halde tek başına girdiği seçimden barajı aşmış meclisin 3. Partisi haline geldi.

Deniliyor ki, HDP kapatılsın evet kapatılması çare ise hemen kapatılsın. Bir gün bile durulması gec kalmış sayılır. Buna kimsenin itirazı olmaz.

Fakat!...

HDP bu oy oranına gelirken yapılan yanlış politikaları nereye koyacağız?

Belki geçmiş yıllarda da vardı ama özellikle PKK’nın palazlanmasıysa 1990’lı yıllardan itibaren çokça söylenen Kürt meselesi, Kürt açılımı, Kürt siyaseti diyerek farklı bir etnik yapı, farklı bir ulus gibi gösterilmesini gözden kaçırmamak lazım. 

Aslında proje doğru olmasına rağmen yanlış uygulamayla çözüm sürecinde masaya PKK’nın oturtulma yanlışlığı ve Kürt siyaseti söylemleriyle yapılan yanlış politikalar HDP nin bu hale gelmesini sağladı. 

Mütedeyn  Kürt vatandaşlarımız bile Kürt siyaseti varmış diye diye HDP ye oy verdi. 

Kapatmak care değil, bilakis mağduriyet göstergesiyle güçlenmesini sağlar. 

Doğru bir politikayla Kürt ayrımcılığını kırmak, HDP’nin evde PKK’nın Kürt vatandaşların temsilcisi olmadığını gösterip, Türkiye Cumhuriyeti içinde ayrıca bir Kürt siyasetinin olamayacağını ortaya koyup bu HDP politikasını gözden düşürmek lazim. 

Başka bir tehlikede kapımızda biz HDP ile uğraşırken bizim haberimiz olmadan birileri LAZ siyaseti kulisleri yapiyor, yarın Çerkez, Yörük siyaseti yapacak. Kısacası bizim  haberimiz olmadan ülkeyi eyatlere ayırmanın yolları deneniyor. Bunu yapanlar bizim meşru siyasilerimiz de değil. Ama siyasilerimiz bunun farkına varmadan birileri çok güzel topluma nakşediyorlar.

Uyanık olalım...

Ülke üzerinde oynanan oyunlara karşı birlik olma zamanıyken rest çekme zamanı değil. 

Bunun bir oyun olduğunu Devlet Bahçeli’de biliyor, Recep Tayyip Erdoğan’da, Kemal Kılıçdaroğlu’ da, Meral Akşener’de çok iyi biliyorlar. 

Peki durup dururken bu konuyu gündeme getirip hiç bir çare olmadığı halde HDP kapatılsın, bakalım kim nerde yer alacak demenin ne anlamı var?

Oy uğruna, ittifakları bozma dağıtma veya tutma konusunda böyle milli bir mesele politikaya kurban edilir mi?

Bu gün kapatılmasını isteyip, rakiplerini millet nezdinde var mısın, Yok musun? Demenin kabul edilir bir tarafı yok. 

Bu gün kapatılsın diye yaygara yapanlara şunu sormak lazım.

Kürt siyaseti kavramı üstünden HDP bu mecliste büyürken neredeydiniz?

Çok sayıda problem varken, HDP problemi problemlerin üstü örtülmek isteniyor.

Doğru çözüm üretmeyenlerin nezdinde, politika sahnesinin başrol oyuncusu HDP’nin derdi Milleti gerdi... 

Hemde çokta gerdi...