Cumhuriyet basit anlamıyla halkın yönetime katılmasıdır. Bu rejim, farklı coğrafyalarda farklı yöntemlerle gerçekleşebilecek bir yönetim biçimidir ancak genel ekseriyetle halklar seçme ve seçilme hakkıyla kendilerini temsil edecekleri seçerek veya direkt kendileri halkı temsil etmeye aday olarak cumhuriyetin manasını yaşarlar. Cumhuriyet birçok coğrafyada devrimsel nitelikte kendinden öncekini kanlı biçimde yıkarak, uzun yıllar süren iç savaşlar sonucu toplumlara hâkim olmuştur. Hatta bu ihtilaller bazen başarısızlıkla sonuçlanmış fakat yıllar geçtikçe tekrar kendini denemiş ve ancak toplumlar üzerinde hâkim rejim biçimi haline gelebilmiştir. 

Gelişen kapitalizm ve burjuva sınıfı artık yönetimde daha çok söz sahibi olmak istiyordu. Devletler artık kralların, şahların, padişahların mülkü değil; halkın ortak mülkü olarak görülmeye başlanmıştı. Özellikle yurtlara ticaretle türlü maddi imkânlar getiren burjuva sınıfı meşruti yönetimlerde kendilerini sıkışmış hissediyorlar, yetkilerini kısıtlı görüyorlardı. Fransa’da en üst şiddete başlayan ihtilal bize bugün ulus-devlet ve cumhuriyet kavramlarını kazandırmıştır. Aynı dönemde sıkıntılı günler yaşayan Devlet-i Aliyye ise gelişmelerden olumsuz etkilenen taraftaydı. Çok milletli yapıdaki birçok devlet gibi Osmanlı Devleti de Fransız İhtilali’nin yaydığı milliyetçilik akımından olumsuz yönde etkilenmişti. Fakat yine de tüm korumacı tavra rağmen Osmanlı’da da terakki tamamen göz ardı edilmemiştir. Ancak burada bir mola verip toplumların ve devletlerin terakki motivasyonlarını saptamak adına biraz daha geçmişe gitmek gerekir. 

Avrupa’daki Rönesans hareketleri de Osmanlı’nın yenileşme hareketleri gibi biraz zorunlu nedenlerden başlamıştı. İstanbul’un fethi, deniz ve kara ticaret yollarının Türkler’in eline geçmesi, kilisenin aklı ve insan iradesini yok sayan dogmatik baskıları gibi nedenler, Batı’nın kendini radikal bir biçimde yeniden sorgulamasını sağlamıştı. Ancak terakki olgusunu pragmatik bir alışlar silsilesi biçiminde gören Osmanlı’nın aksine bu hareket, Antik Çağ’ın hümanist düşünceleri üzerinde sistemli olarak geliştiğinden köklü ve kalıcı değişimleri doğurmuş ve tüm dünyayı etkilemiştir.

1440’lı yıllardan itibaren Roma ve Floransa akademilerinde toplanan aydınlar, sanatkârlar ve düşünürler; daha rasyonel bir dünya algısı yaratmak için Antik Çağ bilginlerinin eserlerini Latinceye çevirmiş ve bu eserler üzerine geniş bilimsel tartışmalar yapmışlardır. İstanbul’un fethedilişinden üç yıl sonra (1456) Gutenberg matbaada ilk kitabını basar. 1519’da Martin Luther, İncil’i Almanca’ya çevirerek Roma Kilisesi’ne karşı savaş açar. Matbaanın da katkısıyla 16. yüzyıl, Avrupa için adeta bir ders çalışma, sınava hazırlık dönemidir. Daha 15. yüzyılda basılan eserlerin sayısı dikkate alınırsa matbaanın büyük bir aydınlanma hamlesi yaratacağı kolayca anlaşılacaktır; kaynaklar, 1500 yılı itibareyle 60’ın üzerinde Alman şehrinde matbaanın olduğunu söyler. Ayrıca 15. yüzyılda Avrupa’da 1700 matbaa kurulduğu ve 15-20 milyon kitabın basıldığı sanılmaktadır. İşte bu Rönesans ve reform hareketleri aşağıdan yukarı büyüyerek ilerlemekteydi. Bu terakki olgusu bir gün öyle bir noktaya geldi ki cumhuriyet kavramı toplumlar üzerinde etkili olmaya başladı. Cumhuriyet ateşi öyle bir ateşti ki devrimin karanlık yüzünde, Fransa'da 170 bine yakın insan idam edildi veya iç savaş ve çatışmalarda öldürüldü. 1792'de başlayan ve 1815'te biten devrim sonrası savaşlar neticesinde 5 milyondan fazla insan hayatını kaybetti. Defalarca sekteye uğrayıp tekrar denenen cumhuriyet günümüz Fransa ve Avrupası’nı şekillendirdi. Ulus-laik devlet yapısı cumhuriyetin batıdaki vazgeçilmez formu olarak meydana çıkmıştır. 

Tam bu noktada bize dönmekte fayda var. Hâkim yazında III. Selim ile başlatılan Osmanlı modernleşmesinin tarihsel uğrakları; II. Mahmud dönemi, 1839 Tanzimat Fermanı, 1876 I. Meşrutiyet ve 1908 II. Meşrutiyet'tir. Hepsi başlı başına ayrı bir terakki konusu olup tıpkı Avrupa’daki gibi yüz yıllar sonra ilan edilecek cumhuriyetin temellerini atan süreçlerdir. Yani yaygın yanlış görüş olan cumhuriyetin sanki bir gecede gelmesini artık rafa kaldırmalıyız. Türkiye’de cumhuriyet tam 130 sene sürecek bir terakki yolunun sonucudur. Fakat elbette topraklarımızdaki cumhuriyet batıyla bire bir zuhur etmemiştir. 

Öncelikle iftihar etmeliyiz ki bizim cumhuriyetimiz birçok devletin cumhuriyet sürecine göre çok daha barışçıl biçimde yürümüştür. Türkiye’de cumhuriyet manevi değeriyle dipdiri duran ancak maddi olarak çökmüş bir devletin mirasçısı olarak 1. Cihan Harbi’ndeki amansız mağlubiyetin bir sonucu olarak ivme kazanmıştır. Cihan Harbi’nin peşine gelen işgal yıllarında bir İstiklal Harbi’ne dönen cumhuriyet mücadelesi hem işgalci emperyalistlere karşı hem de gelenekçi payitaht taraftarlarına karşı galip gelmiş, memleket tamamen düşmandan temizlendikten hemen sonra 29 Ekim 1923 yılında ilan edilmiştir. Her ihtilalde olduğu üzere Türk cumhuriyetinin de ilan edildiği süreçte anti demokratik uygulamalar elbette olmuştur. Bunu belirtmemek haksızlık olacaktır. İstiklal Mahkemeleri’ndeki bazı hukuk dışı uygulamalar bunlara örnek gösterilebilir. Ancak cumhuriyet milletin genel ekseriyetinin desteğiyle güzel vatanımızda hâkim olmuştur en nihayetinde. 

Ülkemizdeki cumhuriyeti batı formundan ayrı kılan bir farklı yön de dine karşı tutumdur. Batıda cumhuriyet aşırı seküler bir tavrın yanında kilise ve dine karşı düşmanca tavır takınırken ülkemizde ise laiklik anlayışı gereği dinin sadece siyasi kurumlarına karşı bir dizi inkılap gerçekleşmiştir. Milletin vicdani inancına dokunulmamış, ibadet ve ibadethane hürriyetleri kat’i suretle tanınmış hatta yine aynı laiklik kaidesiyle bu hakların korunması temin edilmiştir. 

Cumhuriyet sadece milletin topunu yönetici iradeye katmasıyla değil; özel grupların da haklarını korumuştur. Yeni ulus kimlik bünyesinde imparatorluk bakiyesinden kalan farklı etnik kökenlerden birlikte yaşadığımız azınlıkların da anayasal düzenleme ile artık devlet önünde Türk olduğu bir sistemdir cumhuriyet. Bunun yanında kadın haklarına dair de büyük gelişmelerin kat edilmesini sağlamıştır aynı cumhuriyet. 

Isparta'nın Atabey ilçesine bağlı İslamköy'de Hacı Yahya Demirel (1893-1972) ile Hacı Ümmühan Demirel'in (1902-1979) oğlu olarak dünyaya gelen Süleyman Demirel bu ülkede defalarca başbakanlık yapmış sonunda da cumhurbaşkanlığı yapmıştır. 

Babası Malatya'nın Çırmıktılı yani şimdiki adıyla Yeşilyurt ilçesinin Ünlüoğulları ailesinden banka memuru Mehmet Sıddık Özal, annesi ise Tunceli Çemişgezekli, ilkokul öğretmeni, Kürt kökenli Hafize Hanım olan Turgut Özal yine başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı görevlerinde bulunmuştur.

Sinop'ta kadı vekili olarak görev yapan Mehmet Sabri Bey ile Kamer Hanım'ın dört çocuğunun en büyüğü olarak dünyaya gelen, anne tarafı Çerkes, baba tarafı ise 19. yüzyılın sonlarında Adana'nın Kozan, Saimbeyli ve Tufanbeyli bölgelerinde hüküm sürmüş Kozanoğlu Beyliği'ne dayanan Necmettin Erbakan bu ülkenin en büyük siyasi karakterlerinden biri olmuş ve yine başbakanlık görevinde bulunmuştur.

Aslen Rizeli olan ve Kasımpaşa’dan çıkan cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan yıllarca başbakanlık görevinde bulunmuş, günümüzde de cumhurbaşkanlığı görevi ile devletimize ve milletimize hizmetini devam ettirmektedir. 

İşte cumhuriyet en önemli şekliyle tam da budur. Geldiğiniz yere değil başarınıza ve ehliyetinize bakan yönetim biçimdir cumhuriyet. Bir köyden çıkıp memleketin en ciddi noktalarında görev alabilmektir cumhuriyet! Milleti yine milletin seçtiklerinin yönetmesidir cumhuriyet. Cumhuriyet inkılabının lideri Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşlarına Allah’tan rahmet diler, bizlere sağladıkları kazanım için şükranlarımı sunarım. 


Barış baş
14.11.2023 16:18:17
Ağzınıza yüreğinize sağlık hocam teşekkürler

VİCDANINIZ VİCDANIMIZDIR

BAŞKAN MUTLU SEMT PAZARINDA

BAYRAMPAŞA'DAKİ PARKLARDA BAHAR TEMİZLİĞİ VE BAKIM ÇALIŞMASI YAPILIYOR

DİŞ AĞRISI NASIL GEÇER?

GAZİOSMANPAŞA BELEDİYESİ, GENÇLERİ BESYO VE PMYO SINAVLARINA HAZIRLIYOR

“BENDE İSTERİM HA…”

BİLİM TEKNİK SOHBETLERİ FATİH KAFALI’YI AĞIRLADI

İNTİHAR GİRİŞİMİ BAŞARISIZ SONUÇLANDI

BAYRAMPAŞA BELEDİYESİNDE YÜKSEL MANSUR KILIÇ ZİYARETİ

BAYRAMPAŞA BELEDİYESİ’NDEN GERİ DÖNÜŞÜM EĞİTİMİ

BAŞKAN ABDURRAHMAN DURSUN GENÇLERLE BİR ARADA

BELEDİYEYE ZİYARETLER DEVAM EDİYOR

ESENLER SEMALARI TÜRK BAYRAKLI UÇURTMALARLA RENKLENDİ

İBB’DEN CUMHURİYET İÇME ARITMA SUYU TESİSİ PROJE TEMELİ

SULTANGAZİ BELEDİYESİNDEN İHTİYAÇ SAHİPLERİNE YEMEK

GENÇLER BESYO VE PMYO SINAVINA HAZIRLANIYOR

İBB İTFAİYE DAİRE BAŞKANLIĞINDAN ZİYARET

SABAH SAATLERİNDE YÜRÜYÜŞ YAPMAK DEPRESYONU ÖNLÜYOR

BAYRAMPAŞA BELEDİYESİNDE YOĞUN MESAİ

SARAYBOSNA BAŞKANINDAN BAYRAMPAŞA BELEDİYESİNE ZİYARET

HAKAN GEZER

CUMHURİYET

Hakan Gezer Yazısı

13.11.2023 16:15:00

İstanbul

29.04.2024

  • İMSAK 04:20
  • GÜNEŞ 05:58
  • ÖĞLE 13:06
  • İKİNDİ 16:56
  • AKŞAM 20:05
  • YATSI 21:37
  • Pazartesi 17.1 ° / 12.7 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Salı 16.1 ° / 13.7 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 15.8 ° / 13.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 34 30 1 3 59 93
2.Fenerbahçe 34 28 1 5 58 89
3.Trabzonspor 34 18 12 4 15 58
4.İstanbul Başakşehir 34 15 12 7 7 52
5.Beşiktaş 34 15 13 6 5 51
6.Kasımpaşa 34 14 13 7 -3 49
7.Rizespor 34 14 13 7 -6 49
8.Alanyaspor 34 12 10 12 3 48
9.Sivasspor 34 12 10 12 -4 48
10.Antalyaspor 33 11 10 12 0 45
11.Adana Demirspor 34 9 11 14 2 41
12.Kayserispor 34 11 13 10 -9 40
13.Samsunspor 34 10 15 9 -7 39
14.Ankaragücü 34 8 12 14 -3 38
15.Konyaspor 34 8 14 12 -14 36
16.Gazişehir Gaziantep 34 9 18 7 -15 34
17.Fatih Karagümrük 33 8 16 9 -5 33
18.Hatayspor 34 7 15 12 -10 33
19.Pendikspor 34 7 18 9 -32 30
20.İstanbulspor 34 4 23 7 -41 16